Tamam dünya dijitale gidiyor. Her şey Internet üzerine gidiyor. Biz sitemizi niye kitap yapmak isteyelim? Sitenizdeki yazıları PDF formatlı e-kitap yapıp yedeklemek isteyebilirsiniz. Cep telefonu, iPad gibi mobil cihazlarla daha hızlı okuyabilirsiniz. Hatta online baskı sitelerine gönderip ciltli bir kitap olarak kütüphanenize ekleyebilirsiniz. Cilt, cilt her yılın sonunda yılları ekleyebilirsiniz. Bence bu iş site sahipleri için oldukça gerekli. Ayrıca sitenizdeki yazıların telif haklarını korumak için tek bir PDF dosya yaptıktan sonra her yazı için ayrı kontor harcamadan tek bir kontor ile sitenizi zaman damgası ile yasal olarak koruyabilirsiniz. Bunları adım adım açıklayacağım. Haydi başlayalım.
1) SİTEDEKİ YAZILAR DIŞARI NASIL AKTARILIR?
a) WordPress İçin Yazıları Dışarı Aktarmak
WordPress sitesi için XML formatlı çıktı almak çok kolay.
Yönetim Panelinde, Araçlar menüsünde Dışa aktar seçin.
Bu seçeneklerden hangi tarih aralığındaki yazıları istediğinizi, Durum seçeneğinden de Yayımlanmış yazıları seçebilirsiniz.
Eğer yorumları da istiyorsanız Yazılar seçeneğini değil Tüm İçerik seçeneğini tıklayarak dosyanızı oluşturun.
Böylece uzantısı .xml olan bir dosyanız olur. Bu dosya aynı zamanda sitenizin veritabanı yedeği gibi görülebilir.
b) Blogger İçin Yazıları Dışarı Aktarmak
Blogger arabirimi yakın zamanda değişti. Yönetim panelinde blogunuzu seçin.
Soldaki Ayarlar menüsünden diğer ayarları seçip Dışarı Aktar linkine tıklayın. Gelen pencerede onay verin.
c) Diğer Siteler İçin Yazıları Dışarı Aktarmak
phpMyAdmin için şöyle:
Diğer sistemlerde ise veritabanı yönetiminde bir eklenti ile veya phpMyAdmin için söyleyecek olursak veritabanınızın yazılarını içeren tabloyu XML olarak export / dışarı aktarmalısınız. http://cmengcompany.wordpress.com/2011/07/04/phpmyadmin-ile-mysql-veritabani-yedegi-almak/ veya http://www.genelblog.com/phpmyadmin-ile-veritabani-yedekleme/ sayfasından destek alabilirsiniz.
2) BLOGU KİTAP YAPMAK
a) BlogBooker / Ücretsiz
Evet şimdi elimizde XML bir dosya var.
http://www.blogbooker.com/pdf.php adresine gidin. Sisteminizin WordPress ya da blogger olduğunu seçin.
Bir önceki adımda oluşturduğunuz XML dosyasını yükleyin. Sitenizin web adresini girin.
Böylece PDF dosyanız oluşacak ve en son adımda indirebileceksiniz.
Hemen alttaki seçenekler önemli: Tüm yazdıklarınız değil de beli bir zaman aralığını alacaksanız tarih seçin, yorumları dahil edip etmeyeceğiniz (Comments), hangi yazıtipini seçtiğiniz (Font) belirtiliyor. “Paper size” dediği yer önemli. Kağıdın boyutunu A4 yani dosya kağıdı veya kitap ebatlarından seçmeniz lazım ki yazıcıdan düzgün çıkarabilesiniz veya online servislerden baskı alabilesiniz.
Bir de Footnoted Links bence önemli bir seçenek bunu işaretlememenizi tavsiye ediyorum. Yazıda verdiğiniz linklerin açıkça yazıldığı yerde dipnot yapıyor. Ben yazı içinde görünmesini tercih ediyorum.
Reverse chronological order ise seçildiğinde önce en sonuncu yazı ve zamanda geriye doğru kitabı oluşturur.
Oluşan PDF formatlı dosyayı bu son adımda indirebilirsiniz.
b) Blog2Print / Ücretli
Özellikle Blogger platformunun ortağı olarak çalışıyor. Blogger sitenizin ya da WordPress.com üzerindeki sitenizin kullanıcı adı ve parolasını verdiğinizde sitenize erişiyor. Ardından kitap formatını oluşturuyor ve ücret karşılığı basarak size gönderiyor.
http://blogspot.sharedbook.com/blog2print/
adresine girip
- I’m on Blogger (e.g. http://blogname.blogspot.com)
- I’m on TypePad (e.g. http://blogname.typepad.com)
- I’m on WordPress (e.g. http://blogname.wordpress.com)
seçeneklerinden hangi site altyapısını kullanıyorsanız seçin. Aşağıda blogger için bir örnek adresi girdim.
Devamında size seçenekler verecek bunlarda kendinize uygun olanları seçin.
Ardından aşağıdaki sayfada gördüğünüz gibi kitap görünümü oluşacak. Size soldaki ücretlerine bakıp kitabınızı dijital veya baskılı şekilde seçmek ve ödemeyi yapmak kalacak. (İsterseniz soldan seçerek kapaktaki görseli değiştirebilirsiniz)
c) WordPress Sitede İstenen Yazıları PDF Yapmak
PDF24 bu iş için çok uygundur.
Tek bir yazıyı PDF yapmak için şu WordPress eklentisini kurun
http://wordpress.org/extend/plugins/pdf24-post-to-pdf/screenshots/
3) BLOG KİTABINIZI NASIL YAZDIRIRSINIZ?
Yurtdışında baskı yapan sitelerden birkaçı…
http://www.lulu.com/
http://www.kinkos.com/
http://www.cafepress.com/
http://www.lightningsource.com/
http://booksandtales.com/pod/index.php
Siz de bir DVD ile veya Flash bellek ile kitabınızı baskıya götürebilirsiniz.
Internet bir derya, yukarıda verdiğim örnekler gibi çalışan pek çok site olabilir yeni açılabilir. En bilinen yöntemleri anlattım.
4) BLOG KİTABINIZIN TELİF HAKLARINIZ NASIL KORURSUNUZ?
Şimdi sitenizde yüzlerce yazınız da olsa, tümünü içeren tek bir dijital kitabınız var. Yapacağınız en kolay telif haklarını koruma yöntemi zaman damgası.
Zaman damgası nedir? Bir eserin belli bir tarihte üretildiğini ispatlar. Sizin eserinizi oluşturan dijital bilgi alınarak o anki tarihle harmanlanıp eşsiz bir zaman damgası oluşur.
Bunu ülkemizde Eczacıbaşı Tasdix ve Sahiplen.com yapıyor. Çok ucuz bir şekilde alınan kontörleri ile dosya damgalanır ve hem dosya hem zaman damgası bir klasöre alınıp artık açılıp değiştirilmez. Bir hak ihlali olduğunda mahkemeye bu dosyalar delil olarak sunulur.
Nasıl yapılacağını verdiğim linkleri takip ederek okuyabilirsiniz.
Daha önce yazdığım makalede bu yazıyı hazırlayacağımı söylemiştim ona da bakabilirsiniz.
http://www.gunesintamicinde.com/blog-yazarlarina-hem-avukat-hem-delikanli-okur-hem-de-reklam-ajansi-gerek/
Yeni bir yazıda görüşmek üzere değerli arkadaşlar.
Kaynakça:
http://www.blogbooker.com/pdf.php
http://blogspot.sharedbook.com/blog2print/
http://wordpress.org/extend/plugins/pdf24-post-to-pdf/screenshots/
https://www.tasdix.com/
http://www.sahiplen.com/
http://www.lulu.com/
http://www.kinkos.com/
http://www.cafepress.com/
http://www.lightningsource.com/
http://booksandtales.com/pod/index.php
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Bu paylaşımı çok sevdim. Aradığım şey ^^ Hemen deniyorum. Teşekkürler paylaşım için
Bir şey sorabilir miyim? Bu zaman damgası olayı için, blogunun tamamen özgün mü olması gerek? Mesela benim yazılarımdan bazıları kopyala yapıştır (şiirler, fıkralar, hikaye-denemeler falan). Ben yine de pdf’me zaman damgası ekleyebilir miyim?
Merhaba Tamkarışık,
Zaman damgası bir şeyi sizin yazdığınızı ispatlamaz. Ama o tarihte sizde olduğunu ispatlar. Mesela bir şairin şiiri veya fotoğrafçının fotoğrafı var. Siz o gün zaman damgası ile koruma altına aldınız. Bu çok ilginç şeylere neden olur.
Telif Hakkı o eser yaratıldığında oluşur. Sanatçı “Ben yaptım” dediğinde, var oluş anında oluşur. Ancak hiçbir yere tescil ettirmediyse siz zaman damgası uyguladığınızda tescil işlemi başlar. Elbette kalkıp da, o eseri kendinizin ürettiğini iddia etmeyeceğinizden bu sizi eser sahibi yapmaz. Ama hukuken hiçbir yere tescil yapmayan sanatçı bilirkişi olayı çözemezse kötü niyetli sonradan tescil edenlerin karşısında zor duruma düşebilir ve o eserin başkasının eline geçtiğini görebilir. Örneğin geçenlerde bizim Atatürk ismini dünya ve Avrupa çapında korumadığımızı, markayı ülkemiz adına almadığımızı fark eden birisi gidip o markayı satın aldı. Böyle haksız işlere izin vermemek için takip gerekir.
Bizim durumumuza dönelim, yazılarımızda başkalarının kullanıma izin verdiği fotoğraf, yazı ve video kullanıyoruz. Elbette altında kaynak da veriyoruz. İşte kaynak verilen o eserler dışında bütünlükteki her şey size ait oluyor. Çünkü onları biraraya getirip kompozisyon oluşturdunuz. Bu yeni bir eserdir.
Yazılarda alıntılanan her şeyin kaynağını belirtmek de bu nedenle önemli. Bu neyin sizin tarafınızdan yazıldığını göstererek yazdığınızı da koruyor.
Sonuç olarak zaman damgası kullanabiliriz.
Teşekkürler yorum yazdığın için 🙂
Teşekkürler cevap için =)
Merhaba konuyla alakası olmayarak birşey demek istiyorum. Bildiklerinizi paylaşmanız, sorularla veya başka yazılanlarla tek tek ilginiz, saygılı duruşunuz ilgimi çekiyor. Tebrik etmek isterim…
Şimdi de konuyla alakası olaraktan birşeyler demek istiyorum. Telif hakları elbette önemli bir konu. Elbette herkes eserini koruma altına alabilir. Dediğiniz gibi isim sahipsizliğinden yararlanmalar olabilir veya benzeri başka durumlar ortaya çıkabilir. Bunları engellemek bilgiyi parayla satan kuruluşlarla zor gibi gözüküyor. Burada görev yine de bireylere düşüyor. Bunu kuruluşlar eliyle engellemeye çalışmak da pek olumlu sonuçlar doğurmuyor. Örneğin Sopa ve Pipa gibi oluşumlarla telif hakkı bahanesiyle insanların bilgiye erişimi engellenmeye çalışılıyor. Telif hakları olayının nerelere gideceği konusu bende soru işareti uyandırıryor. BİLGİ ÇAĞINDA VE DE BÖYLESİNE VAHŞİ bir zamanda. Şöyle düşünüyorum; bunun sonu okuyuculara ve türevine dahi gerek duyulmamasına kadar varacak. Bugün 10$ bedeli yarin daha da artacak. Bilgi sadece kurumlara ait ve kaynaklarıyla onlara ulaşabilenlerin olacak, bireysel teliflerin böylece hiçbir anlamı kalmayacak ve çöküp gidecek. Ve şu da unutuluyormuş gibime geliyor insanı unuttukça, geri plana ittikçe neyin telifi geriye kalıyor?
Bir de son olarak her şeybirbirinin tekrarı gibi duruyor sanki artık özgün bir şeyler kalmamış gibi. Buluş, icat olmadıkça hatta bunlar da dahil olmak üzere, ortaya çıkan eserler belli kaynaklardan beslenmekte. Böylesine birbirinin tekrarı olan olan bir dünyada daha neyin telifi ve telifin hangi boyutu üzerinde durulmalıdır insanları aydınlatmaksa eğer asıl amaç. Eğer insanlık bir bütünse. Yoksa tüccar bencil kümeler mi.yiz
Bu demek değil ki başkasının emeklerini kötü niyetle bir başkasına kullanma hakkı doğuruyor. Elbette insanların ESERLERİNE saygı duyulması GEREKİR. Çünkü orada GİDEN EMEK, ZAMAN,HAYAT var. Bir alıntı dahi yapılsa bu eserin kime ait olduğunu VİCDANİ bir sorumluluk olarak belirtmeli. Bunu insanların ahlaki olarak benimsemesi gerekir diye de düşünüyorum. Bireysel sorumluluklarımızın farkında mıyız değil miyiz diye klişe laflar da etmem herkes kendisini sorgular. Ama kendi adıma da konuşmak gerekirse VİCDAN yoksa sonu HÜSRAN diyorum.
Konuya tam hakim değilim yüzeysel bir değerlendirme yaptım takıldıklarımca. İyi paylaşımlar.
ücretsiz servisten kitabı oluşturdum ama dil seçenekleri arasında Türkçe olmadığı için yazıların hepsi bozuk çıktı. mesela i’ler y oldu ş’ler kayboldu falan.