2009 yılında teknolojik gelişmeler durmadı. Küresel ekonomik krizin etkisiyle uluslararası devlerde küçülmeler hatta kapanmalar oldu ama ilginç ürünler ve siteler yine de hizmete girmeye devam etti.

teknolojitrendleri

TWITTER ALDI YÜRÜDÜ,
KUŞ CIVILTILARI OVALARA YAYILDI

twitteruyelik

Geçen yıllarda “Üstadım, twitter şakımak anlamına gelir 140 karakterle insan ne anlatabilir? Bu insanlar çıldırmış olmalı” diyenler, bugün, “ünlüler ne demiş?” diye takip edebilmek için twitter’dan çıkmıyor. “Ben yazmıştım” demek istemiyorum ama üstadım yazmıştım 🙂 (Twitter Yalanları tıklayıp keyifle okuyabilirsiniz )

Ara ara çıkan kapasite taştı, twitter çöktü girilemiyor mesajı almamıza da dayanamıyorum o ayrı. Twitter’a halen üye olmadıysanız işte fırsat www.twitter.com

Elbette bu satırların yazarı fırsatı kaçırmayıp twitter adresini de verecek takip edebilmeniz için http://www.twitter.com/ssonmez

Magazin basınımıza da bol bol malzeme çıktı. Üstelik soğukta titremeden kimseyi kovalamadan. Oh ne ala! Bir yardım da bizden olsun. Ünlülerin twitter adreslerini sordum. Dostlarım yanıtladı. Aşağıda görüyorsunuz.

FRIENDFEED;
“ARKADAŞININ ARKADAŞI, BELKİ DE ARKADAŞINDIR”

ffgiris

Dostunun ziyafeti seni de besler, senin dostlarını da. Bu sene kısaca ff dediğimiz sosyal medya ortamı büyük bir atak yaptı. Twitter’dan farkı daha derli toplu olması ama yine ortak fikir paylaşımına ve istenirse o anda ne yaptığınız, ne izlediğiniz bir konu hakkında ne düşündüğünüz bilgisine yer vermesi. Açık söyleyeyim işi bilenler uzun süre “emo” tabir edilen okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızın yoğun atağından çekinerek bu siteyi gizledik ama artık çok geç. 🙂

Sitenin ana fikri doğru kişileri takip ederseniz inanılmaz bir bilgi ve duygu kaynağı olması ama olmadık kişilerle bir ömrü ziyan edecek kadar çok tartışma görülebilecek olması. Akıllı bir şekilde sektörde öncü olan kişileri öncelikli takip ederseniz pek çok teknolojik oluşumu daha olmadan görebilirsiniz hatta fikirlerinizle yön verebilirsiniz. Ama geyik muhabbeti yapanlara abone olursanız karşınıza sadece saçmalık denebilecek bir içerik gelir. Maalesef böyle. 🙂

Halen abone olmadıysanız friendfeed adresim : http://friendfeed.com/suleymansonmez
Twitter’dan farklı olarak abonelerim hem benim yazdıklarımı, hem beğendiklerimi, hem yorum yazdığım dostların yazılarını görüp dilediklerine abone olup dilediklerini gizleyebilir ya da engelleyebilir.

FF’e üye olmanız için: http://friendfeed.com

GEOCITIES ARTIK YÜREĞİMİZDE YAŞIYOR

geocitieskapandi

Google dünyayı ele geçirmeden önce Yahoo arama motorlarının ilki ve verdiği hizmetlerle bir Internet devi iken, Geocities sitesini hizmete sunmuş, insanlığa kendi web sayfalarını açma imkanı vermişti. Bu site benim de 1999-2000 aralığında Photoshop ve HTML kodlamayı öğrenmemi sağlamış ilk sitemi açmış ve hikayelerimi yayınlamıştım. Hatta kardeşim site için MIDI türünde müzikler bile bestelemişti.

“di’li geçmiş zaman”, gerçeği haykırıyor. Yahoo hisse senetlerinin değer kaybı ve zamanında Microsoft’un satın alma teklifine “hayır” demesinin acısını çekiyor. CEO’nun gönderilmesi bile durumu çözmedi. Kriz Yahoo’nun bu güzelim siteyi kapatmasına neden oldu. Milyonlarca altsite kapandı gitti. Hoş Türkiye dünyanın en tatlı sansür ülkesi olarak(!) o milyonlarca sayfadan sadece biri nedeniyle tümünü koskoca ülkeye zaten yasaklamıştı ama ne gam. Halen www.geocities.com girdiğinizde aşağıdaki ibareyi görebiliyorsunuz. Birileri görevlileri uyandırmalı.
kapatmakarari

MICROSOFT, WINDOWS 7 İLE GÖNÜLLERİ ALDI

win7geldi

Vista bir fiyaskoydu. Bunun aksini kim söyleyecek olursa olsun milyonlarca kullanıcının duygu ve düşüncelerini anlamamış demektir. Windows XP basit ve kullanışlı yapısı ile “Çalışıyorsa kurcalama!” diyen kullanıcı grubunun bilgisayarlarını daha yıllarca götürecek gibi. Büyük ölçekli şirketler için bilgisayar parklarındaki yüzlerce masaüstü PC ve notebook için yeni masrafa girip işletim sistemi yükseltmek bunların bakımlarını yapmak ancak gerçekten gerekliyse tercih edilen bir şey.

Windows 7 hızlı etkin ve içerdiği programların verimliliği ile hızla benimsenen yapısı ile süratli bir çıkış yaptı. Beklenen işletim sistemiydi. Bir Microsoft yetkilisinin ağzından kaçırdığı gibi tasarlanırken Mac OS örnek alınmıştı. Sonradan başka yetkililer bu cümleyi yalanlasa da verilmek istenen mesaj gerekli kulaklara gitti. Şık zarif ama hızlı bir işletim sistemi. Çok çekirdekli işlemcilere de 64 bit işlemeye de minicik netbooklara da uygun. Çoklu dokunuşlu ekranları desteklemesi de cabası. Bu haliye işaretleyici olarak mouse ve klavye yerine parmaklarımızın geldiğinin son sinyalleri.

Daha fazla bilgi için: http://windows.microsoft.com/tr-TR/windows7/products/what-is

3G SONUNDA GELDİ… GELDİ DE…

3gteknik
Kaynak: Fujitsi

Geldi, metro da bile çekiyor SÖR 🙂 Ama halen yayılmadı. Yayılması için fiyatlar düşmeli. Sadece her yerden Internete bağlanmak olmadığı anlaşılmalı, online hizmetler diyelim uzman.tv‘nin harika videolarının bizi beklediği anlaşılmalı, akıllı görsel etiketleme dergi ve kitaplarda özellikle tarihi turistik tüm binalarda kullanılmalı kişi tek etiket gösterip tüm bilgiye 3G ile ulaşmalı…

Bir de insanlar telefonda yüzünün görünmesinden rahatsızlık duymamalı… En beğendiğim reklam Şafak Sezer’in bu reklam kuşağıyla ince bir dalga geçtiği reklamlar oldu. Bence imaj hiçbir şeydir iletişim her şeydir.

Daha fazlası için: http://tr.wikipedia.org/wiki/3G

GOOGLE WAVE
BU GOOGLE, BİZİMLE DALGA MI GEÇİYOR KUZUM? 🙂

wavegoruntu

Bu yılın en tuhaf buluşuydu. Nasıl bir (wave) dalgadır ki, ilk üye olanların ilk tepkisi hep “Şimdi bu sitede ne ne yapılıyor?” demek oluyor? Google wave 40 yıllık e-mailin bugünkü hali diye lanse edildi. Yani bir mesaja bir çok kişinin cevap verebilmesi ve kimin cevap vereceğini seçebilmek, katılımcı bir görüş paylaşımı yapabilmek demek. Gerektiğinde anket yapabilmek, yeni kişilerle iletişime geçebilmek, video, resim ekleyebilmek demek. Tüm bunların o anda görünmesi demek. Bu haliyle de anında yazışma yazılımlarına yeni ve daha zekice bir alternatif gibi.

Çok değişik ve şimdilik davetiye ile çağrılıyor. Eğer Gmail hesabınız varsa bu süreç yavaş yavaş hızlanıyor. Elimde bir kaç tane davetiye var. Yazıya yorum yazanlar için hazırlar efendim 🙂

Unutmadan yazarın Google Wave adresi: ssonmez@googlewave.com

PUT.IO
ONLINE DOSYA SAKLAMAK, YENİDEN HAYAL EDİLDİ

putiogoruntu

Türkiye’den teknolojik başlangıçlar / start-up çıkmaz mı? Gayet de güzel çıkar. Pilli network (Bildirgec.org, hafif.org, 3ayak, zamazing.org…) kurucularından yeni ve heyecan verici bir proje. Internetten torrent ve Rapidshare ile indirilen video, resim vb. sistemin size verdiği 50 GBlık alana akıl almaz bir hızla iniyor. Orada saklanıyor. Sonra isterseniz indiriyorsunuz, isterseniz kendi alanınız içinden bir web izletici yazılımla doğrudan filmleri izliyorsunuz. Buradaki anahtar nokta kullanıcının indirdiği şeyden sorumlu olması. Telif hakları olan ürünlerin indirilmemesi yine kullanıcıya bağlı. Klasör yapıları halinde indirilenlerin her bilgisayardan erişilebilir olması. Arkadaşınızın paylaştığı içeriğin de görülebilmesi sistemin ilginç özelliklerinden. Bu denli yüksek saklama alanı ve indirme imkanı elbette ücretli. Binlerce kullanıcı sistemi takip ediyor.

Bu arada yine bu sistem yazı yazılırken deneme testleri aşamasındaydı. Ücretsiz denemek isteyenler sisteme girebilmek için üyelik davetiyesi arıyordu. Sistemi görüp tanıyabilmem için doğrudan şahsıma özel davetiye kodu açan Cem Başpınar dostuma sevgilerimi iletirim. Bol bol test edip yapıyı kavradım. Teşekkürler 🙂

Site adresi: www.put.io

KRİZ OLDU, DİZİLERLE TORRENT PATLADI

evtv
Görsel: Jez Page | Creative Commons lisansı ile kullanılmıştır.

Küresel ekonomik krizin en büyük sonucu ev eğlencesinin patlaması oldu. İnsanlar fazla para harcamadan eğlenmenin ve gündelik sıkıntıların dışına çıkmanın yolunu aradı. Böylece ülkemizde yerli diziler olduğu kadar yabancı diziler de bol bol izlendi. Aileler ekran başına kilitlendi Aşk-ı Memnular ve Yaprak Dökümü dizileri arasında TV satın alma kararları arttı.

Buna bağlı olarak dizileri Internet üzerinden yayınlayan onlarca site erişime kapatıldı. LOST, Hereos, Flashforward, V, Smallville, Prison Break gibi dizileri indirebilmek için insanlar torrent ve rapidshare sistemlerini sonuna dek sömürdü. Yapılan iş yasal mıydı? Hayır. Ama herkes Beyaz Şov’a çıkan Josh Holloway (Sawyer) için çığlıklar atarken çığlıklar torrente gidiyordu bir yandan. (Artık bu dizilerin DVDleri de var, yerli kanallarda da izleniyor.)

3D (3.BOYUT)

panny3dhd-479x275

3d iki yüzyıllık bir teknoloji ama bildiğimiz şekliyle sinemalarda başladı. Artık “Sinemaya gidiyoruz bari 3 boyutluda izleyelim” denir oldu. Gözlüklerin içinden görülen görüntüler PC ekranlarına notebooklara taşındı. Büyük TV üreticileri 2010’da 3d gözlüklerle görüntülenen ev sinemasının önemli bir pazar payı olacağını açıkladı.

3dchuck

Ekranı istenirse normal istenirse 3 boyutlu görüntü verebilen notebooklar üretildi. 3D çekebilen fotoğraf makineleri, web kameraları video kameralar gündeme geldi. Ev eğlencesi yönünü 3D’ye çevirdi. Artık daha sık adını duyacağız. Dergiler gazeteler ise bol bol anaglyph dediğimiz kırmızı / mavi renkli karton gözlüklerden veriyor. Biliyorsunuz yıllar önce açtığım ve bol bol örnek derlediğim www.3dgozluk.com sitesi de en sevdiğim sitelerimden birisi. Eminim gözlüğünüz varsa bir gezmek isteyeceksiniz.

DVD PLAYERLAR YERİNE MEDYA OYNATICILAR

wdtv

Artık kimse DVDlerle uğraşmak istemiyor. Özellikle koleksiyon yapanlar dışında yüzlerce DVD’i evde barındırmak, bozuldular mı diye kaygılanmak ve istendiğinde diyelim tatile taşıyamamak, film formatlarının değişiminin ana nedeni. Elbette yükselen korsan indirme oranları da var. Böylece harddisklerde toparlanan divx / avi veya mkv formatlı filmler istenen yerde izlenilmek isteniyor.

Kimi insanlar notebooklarında film izleyebilir. Kimi sadece geniş ekranda izler. İşte bu geniş ekranda film izlemeyi sevenler için bildiğimiz DVD ve Blu-ray okuyucular yerine bu medya oynatıcılar geldi. Bu cihazları Flash bellek ya da taşınabilir harddisk bağladığınızda içindeki filmi oynatabiliyor. Enteresan bir eğilim. Bu cihazlardaki teknoloji bazı LCD TVlerin içine de eklendi. Bu TVlere doğrudan flash bellek ya da harddisk USB girişinden bağlandığında filmi tanımlayıp oynatabiliyorlar. Bu elbette evde daha az cihaz ve kablo olmasını sağlıyor. Son derece pratik çözümler.

Çevreci geridönüşüm ve karbon ayakizini daha az bırakmak için de artık DVD gibi fiziksel ambalajlar bitmeli. Filmler üreticiler tarafından Internetten indirilecek şekilde satılmalı ve fiyatları insanların korsan film indirme utancını ve suçunu tercih etmeyecek kadar uygun fiyatlı olmalı. Bundan uzun vadede üreticiler kazanacaktır. Popcorn Hour ve WD TV bu pazarda başa güreşiyor. İlginç özellikleri kesintisiz filmk keyfini sunuyor. Bu cihazların kendi içlerinde harddisk yok. Sizin dışarıdan bağlamanız gerekiyor.

LED TVLER, LCD TVLERİN PAPUCUNU DAMA ATTI

samsung-led-tv-series-6-7-2

Plazma TVler harcadıkları enerji ile kara kedi olduklarından beridir bir LCD furyası sürüyor. Bu yıla damgasını vuran LCD alternatifi ekranlar LED teknolojisi ile üretilen incecik, hafif, az enerji tüketen, daha canlı ve parlak renkler sunan LED TVler oldu. Bunun bir sonraki adımı esnek OLED TVler.

OLED ekranlar esnekleştikçe kıvrılıp katlanabildikçe daha iyi sonuçlar verecekler. Bu gelişme LCD TV’lerin fiyatını aşağı çekti. Böylece evlerinde tüplü kümbet model TV’ler kalanlar için giderek uygun fiyatlı LCD panel TV bulma şansı artıyor.

GOOGLE YENİ RESİM ARAMA MOTORU SWIRL’İ TANITTI

swirlgoruntu

Fotoğraf ararken bazen aynı fotoğrafın daha büyük halini bulmak isteriz. Bazen aynı yerin farklı açıdan çekilmiş bir eşini. Bazen bir kavram ararken arama sitesinin bize öneriler getirmesini isteriz.

Google’un bu yıl duyurduğu Swirl’i bir kelime yazarak deneyin derim.
http://image-swirl.googlelabs.com/

Bu görsel arama motorunun ileride bir insanın fotoğrafını çektiğimizde kim olduğunu bulmakta ya da bir ürünün daha ucuz satıldığı yeri tespit etmekte veya o binanın adını tarihini bulmakta kullanılacağı söyleniyor. Mobil arama için oldukça ilginç düşünceler. Şuradan devamına bakabilirsiniz. http://www.google.com/mobile/goggles/#landmark

GOOGLE DNS, INTERNETTE GİZLİLİĞİN SONU MU GELİYOR?

googledns

Bir süredir pekçok kişi biliyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde devletler Internetî sansürleme ya da vatandaşlarının yaptığı okuduğu gördüğü her şeyi takip etme peşinde. İnsanlar Internette kimliksiz gezebilmek için DNSlerini değiştiriyor. Örneğin yıllardır OpenDNS ülkemizin en revaçta sitelerinden. Size verdiği DNS ayarlarını sisteminize eklediğinizde istediğiniz siteye sanki yasaklanmamış gibi erişebiliyorsunuz. Ayrıca daha önce o sayfa başka bir kullanıcı tarafından istenmişse size daha hızlı ulaştırılabiliyor. Bu sistemin tek açığı size özgürlük vaad ederken aslında yaptığınız tüm Internet işlemlerinin bu proxy içinden süzülüp gelmesi. Kısacası kurda güvenmeyip tilkiye güvenmek gibi oluyor bu 🙂

Google geçen günlerde artık DNS işine girdiğini böylece Internetteki alışkanlıkları ve web istatistiklerini izleyeceğini açıkladı. En ilginci 24 saat gibi bir süre IP adresinizle beraber bu girdiğiniz siteleri güvenlik amaçlı sonrasında ise sadece girilen site bilgilerini saklayacağını açıkça söylemiş olması. Elbette sivil toplum örgütleri ayğa kalktı. Özel hayata müdahale insanların iletişim hakkına giremezsiniz dendi. Google’un cevabı ne mi oldu?

Google CEO’su Eric Schmidt “Kimsenin bilmesini istemediğiniz bir şey yapıyorsanız, o şeyi daha baştan yapmamanız gerekiyordur.” diyerek herkesin her şeyini kayıt aldıklarını net bir şekilde itiraf etti. Bu baskıcı ve titiz istihbaratçı görüşle Google ile ilgili her şeyin fişlendiği ve sizinle ilişkilendirilerek sonsuza dek saklandığı düşüncesi iyice yerleşti.

Örneğin http://www.google.com/history adresine girin. Gmail hesabınız varsa bir bakın göreceksiniz ki, şimdiye kadar Google ile yaptığınız tüm aramalar o sırada gmail hesabınız açıksa karşınıza gelecek. Arama sonuçlarının takibi yanısıra Google DNS de kayıt tutacak. Ve daha bir çok hizmet de… Mozilla Firefox yönetimi bu açıklamalara ters cevap verip öyleyse diğer arama motorlarını örneğin www.bing.com’u kullanmamızı önerdiler. E haksız da değiller.

Google süratle unutuyor. Bu yola çıktığında sloganları “Don’t be evil” / Kötü olma, şeytan olma idi. Microsoft’un tekel olmak için yaptığı baskı ve enrikalara gönderme yapıyordu. Şimdi Google bir dev ve karşımızda böyle bir tablo var. Google’un hizmetlerini çok seviyoruz. Ama özel yaşamımızı da çok seviyoruz. Üstelik saklayacak hiçbir şeyi olmayan sade vatandaşlar olduğumuz halde..

INTERNET TARAYICI PAZARI DEĞİŞİM HALİNDE

Google Chrome özel bilgileri kaydediyor mu? Firefox eskisi kadar hızlı mı? IE 8 artık şu IE uyumsuzluğunu giderecek mi derken ilk kez pazardaki IE hakimiyeti geriledi. İnsanlar IE6 kullanımından vazgeçmeye başladılar. IE7 olanlar IE8 e doğru yol aldı. Google Chrome isimli Internet programını güçlendirdi. Mozilla Firefox 3.5 sürümü ile sonunda düzgün ve hızlı çalışır hale geldi. Opera ve Safari ise yine hayranlarının takibinde. Eğer bu söylenen programları hiç görmediyseniz en azından bir kez denemelisiniz.

Mozilla Firefox (Ücretsiz ve Türkçe): http://www.mozilla-europe.org/tr/firefox/
Opera: http://www.opera.com/
Google Chrome: http://www.google.com/chrome
Internet Explorer 8: http://www.microsoft.com/turkiye/windows/products/winfamily/ie/ie8/campaign/default.mspx
Safari: http://www.apple.com/safari/

RUPERT MURDOCH,
“GAZETELER INTERNETTE DE PARALI OLACAK” DEDİ

rupertmurdoch

Uzun zamandır basılı medya, kağıt üstüne bilgiyi koyarak kağıdı satıyor. Buna kah gazete kah dergi diyoruz. Ama aynı bilgi gazete sitesinde aynen yer aldığından beridir insanlar Internetten okuyor. Böylece her geçen gün ekonomik krizin etkileriyle okurlar daha ucuz olan maliyeti seçiyor. Yani bedava olanı. Bu uzun vadede gazetelerin kapanmasına yol açacaktı ki ABD’de kapanan gazeteleri duyduk. Bilgiye erişim cihazları taşınabilir hale geldikçe Internette yeni gelir modelleri kurmak gerekiyor.

Eskiden olsa banner reklamlar yeter diyebilirdik. Fakat okurlar artık reklamları neredeyse görmüyor ve tıklamıyor. Hatta çeşitli program ve eklentilerle bunları otomatik olarak siliyorlar. Böylece medya patronu Murdoch, “Yeter!” dedi. Google’un site içeriklerini ücretsiz sunmasına itiraz etti.
Bunun geleceğinde abonelik sistemi geleceği netleşti gibi. Yani gazeteyi webden okumak isteyen sisteme abone olacak. Elbette sert okur tepkileri de geldi.

Şahsi düşüncem bu adımın hatalı olduğu. Okurdan para talep etmenin işe yarama ihtimali evet var. Ama daha doğru gelir modeli yeni bir reklam sistemi kurmak olurdu. Tüm enerji ve dikkat “Okurdan para almadan nasıl para kazanırız?” üzerine yoğunlaşmalıydı.

Benim önerim ücretsiz şekilde dijital kitap okuyucuları dağıtmaları ve bunların en üstünde sürekli reklam yayınlanması. Gazete basımına son vermeleri bu cihazların kablosuz internet ile her gün gazete şeklinde yüklenmesi. Reklam için ekran açılışlarında veya farklı tekniklerle gelir elde edilmesi. Zor mu bu dediklerim. Değil. Müthiş karlı bir sistem. Elbette insan psikolojini anlamayarak Internette ücret talep edenler için anlaşılması zor bir model 🙂

Detaylı bilgi: http://www.guardian.co.uk/media/2009/nov/09/murdoch-google

LINKEDIN, İŞ DÜNYASININ YENİ KARİYER PORTALI OLDU

linkedinss

İş arayan kişiler kadar, hali hazırda freelance / serbest çalışan kişiler için işverenlerle biraraya gelmek, yaptıkları projelerle ilgilerini çekmek zorlu bir iştir. Kişi bazen yüzlerce CV içinden öne çıkmaya çalışır. İşveren içinse insan kaynaklarının çalışma prensipleri ile hiç tanınmayan birisini işe almak hep risk taşır.

Ama Internetin iş dünyası ağı LinkedIn bu konuda güçlü bir ortam sunuyor. Sadece çalışanlar değil patronlar arası bağları da sağlıyor. Yine özgeçmiş bilgileri tecrübe ve eğitim girliyor. Ama bunların üstüne sosyal medya araçları ile kimi tanıdığınız ve sizi kimin ne ölçüde tanıdığı bilgisi de geliyor. Böylece güvendiğiniz birinin güvendiği bir personelle iş yapmak daha iz risk taşır hale geliyor.

Çalıştığı işten memnun olan yani iş aramayan kişiler de bu sistemi kullanıyor. Amaçları daha güçlü bir iş arkadaşlığı müşteri ve şirket bağları oluşturmak. Böylece gerek bilgi alışverişi gerekse çeşitli organizasyonların oluşması kolay oluyor. Ayrıca gerektiğinde bir insana ulaşabilmenin en kestirme yolu gerçekleşiyor.

Site: http://www.linkedin.com/
Yazarın linkedin sayfası: http://tr.linkedin.com/in/suleymansonmez

ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ WIKIPEDIA
KULLANICILARINDAN BAĞIŞ TALEP ETTİ

wikipediabagis

Jimmy Wales, İstanbul’a geldiğinde verdiği konferansa katılma ve kendisiyle tanışma mutluluğuna erişmiştim. Konuşmasında eğer reklam alınmasına izin verse, bugün İstanbul’a özel jeti ile gelebileceğini söylemiş ve bunu istemediklerini ısrarla tekrarlamıştı. İhtiyaç duydukları para sistemin server giderleri küçük bir yönetim takımının maaşları ile Internete halen erişimi olmayan yoksul bölgelere kağıt baskılı Wikipedia ulaştırmak içindi. Kısacası bilginin yansız kalmasının tek yolunun bağımsız kalmak olduğunu söylüyordu ve haklıydı.

Bu yıl krizin de etkisiyle kullanıcıların gönüllü bağışlarında azalmalar olmuş olma ki Wikipedia yola devam edebilmek için tam 7.5 milyon dolara ihtiyacı olduğunu duyurdu. Bu talebin nerdeyse yarısı küçük küçük ve bir anda büyük meblağlarda gelen bağışlarla toparlandı. Halen bağış kampanyası sürüyor. Wikipedia insanlık için çok büyük bir proje. Bilgiye ücretsiz ve özgürce erişmek kadar onu özgürce oluşturmak anlamları da taşıyor.

Site: http://www.wikipedia.org
Türkçe Vikipedi: http://tr.wikipedia.org

DOMUZ GRİBİ TEKNOLOJİYİ ETKİLEDİ

Öncelikle şirketler seyahatleri azaltıp telekonferans sistemi ile web üzerinden görüşmelere başladı. Hastalanan personelin gelmemesi nedeniyle oluşacak kopukluğu en aza indirmenin yollarını aradı. Örneğin okullar uzaktan eğitim teknolojilerini destek amacıyla kullanmaya başladılar. Mağazalara ve alışveriş merkezlerine gitmek istemeyenler online alışverişi tercih etti.

Bir Internet satış mağazası en sağlıklı alışverişin Internetten olduğunu bile iddia etti. Domuz gribinin etkisi kişilerin evlerinde daha çok zaman geçirmeleri ve Internette, TV karşısında geçirilen süreleri arttırması oldu.

OYUN SEKTÖRÜ TARİHİ KÂRLARA İMZA ATTI

natalgoruntu

İnsanların ev eğlencesine dönüşü oyunları da öne çıkardı. Call of Duty Modern Warfare 2 inanılmaz satış rekorları kırdı. Gerçi oyun 18 yaşından küçüklere satılmıyor. Ama 5 günde yaklaşık 12 milyon adet satış büyük rakamlara karşılık geliyor.

Ülkemizden güçlü oyunların çıktığını düşünün. Tonlarca meyve sebze tahıl satmak yerine bir tek oyun geliştirmek ne güçlü bir ihracat kalemi olurdu ülke bütçesi üzerinde. Bu oyunlar sadece maddi gelir sağlamıyor aynı zamanda üretici firmanın bulunduğu ülkenin propogandasını da yapıyor.

Wii, kumandasının kullanışlılığı ile pazarda güçlü bir pay edindi. Hatta form tutmak isteyenler bile kullandılar ki Hürriyet’te Cihan Ünal verdiği röportajı eşofmanları ve Wii’si ile katıldı 🙂

Microsoft, Xbox 360 Natal projesi ile yeri göğü sarsacak bir teknoloji duyurdu. Kumanda vs. yok. Sadece sizin bedeniniz, oyun sizin bedensel hareketlerinizi aynen tanımlayabiliyor. 2010’da satışlarını göreceğimiz söyleniyor. Videoları mutlaka izlemelisiniz. Bu izleyici Natal cihaz, PClere cep telefonlarına eklendiğinde asıl nasıl bir arabirime kavuşacağız onu düşünmek lazım.

NETBOOK HERKESİN ÇANTASINA YAKIŞIR

netbook

Geçen yıllarda masaüstü PC satışları gerilerken, dizüstü bilgisayarların(notebook) daha fazla satıldığını gördük. Çünkü artık bilgisayar iletişim aracına dönüşmüş ve yaşamalanında yer alan bir nesneye dönüşmüştü. Bir odaya bağlı kalmadan her yerden Internet’e girebilmek, fotoğraf film izlemek yazmak okumak ihtiyacında olan insanlar için bulunmaz bir nimetti. Tek problem ise ağırlığı kısa pil ömrü ve fiyatıydı.

Netbooklar işte tam bu noktada imdada yetişti. Yaklaşık 10 inch ekranları ve hafif yapıları ile taşınabilirlik kavramını genişlettiler. Daha az enerji tüketen Atom işlemcilerin kullanımı ve ardından hareketli parçaları olan harddiskler yerine SSD harddisklerin kullanımı ısınma soğutma problemlerini aşmamızı sağladı.

Zamanla bir prestij nesnesine de dönmüştü. Kullanan kişiye teknoloji uzmanı / geek bir hava kattı. Fiyatları da son hızla düşüyor. Taksit olanakları geliyor. Az zaman sonra daha da yaygınlaşacak ve daha hızlı modeller göreceğiz.

HARDDİSKTE SAKLAMAK MI, ONLINE SAKLAMAK MI?

windows-live-skydrive

Eskiden sadece bilgisayar uzmanları ile muhasebecilerin bilgisayar yedekleri olurdu. Bugünse herkes fotoğraf ve video çekiyor. Kendi müzik ve film arşivini oluşturuyor. Böylece en kısa zamanda bilgisayarın sabit diskinde yer bulunmaz oluyor. Bir de talihsiz bir veri kaybı yaşanırsa kişi yedeklemeye önem vermeye başlıyor. Çoğunlukla bu aralar fiyatları düşüşte olan harici harddisklerden alınıyor. En çok tercih edilen şu an için 1TB kapasiteli olanlar. Fiyat performans analizleri de teknolojilerinin oturmuş denenmiş olması da bunu gösteriyor. Bunun gibi 2 Tb saklama alanları da satılıyor.

Ama bir kısım kullanıcı için ev ortamı yeterince güvenli değil. Bir yangında tüm hayatınızın tüm fotoğrafları kaybolabilir. Bir hırsızlık olayında hırsız bu harddiski çalabilir. Bu durumda online / web üzerinde dosya saklamak gündeme geliyor.

Genellikle ücretli olan dosya saklama sitelerine ücretsiz alternatif Microsoft’tan 25 Gb ile geliyor.
http://skydrive.live.com/

Google Dökümanlar’da bir alternatif olabilir.
http://docs.google.com/

Aşağıda Serdar Kuzuloğlu’nun sorduğu aynı soruyu ve verilen cevapları görebilirsiniz.

DİJİTAL KİTAP OKUYUCULAR SONUNDA OLGUNLAŞTI

amazonkindle

İnsan cebinde binlerce kitapla gezebilmeyi istiyor. Cihazın pilinin günlerce bitmemesini, istediği kitabı online satın alabilmeyi, ekranın gözü yormayacak e-mürekkep teknolojisi ile yapılmasını kitaba işaret koyarak daha sonra okumaya devam edebilmeyi…

Artık bunları yapabilen ürünler var. Amazon Kindle DX, Sony ve Nook var.

FOTOĞRAF MAKİNELERİ MEGAPIXEL YARIŞINI BIRAKTI VİDEOYA DÖNDÜ

10 Megapixel ortalama bir insanın işini fazlasıyla gören bir orana karşılık gelir. Belli bir yerden sonra fotoğraf makinesindeki görüntü kalitesi ışığı algılayan CMOS hücrelere ve kameranın objektif / lenslerine bağlıdır

Profesyonel kamera üreticileri DSLR ailesinde artık müşteriyi Megapixel artışı ile pek fazla etkileyemeyeceklerini kavradılar. İlk kez HD video çekebilme özellikleri olan DSLRlar piyasaya çıktı. Ayrıca daha fazla noktadan ışık ölçümü yapabilme ve çok önemli bir konu olan yüksek ISO değerlerine çıkarak karanlıkta çekim yapabilme özelliklerine odaklandılar. Evet gerçekten de çok iyi yaptılar 🙂

DİĞER GELİŞMELER

Tüm dünyada çevreci olduğu iddia edilen ürünlerin satış rakamları yükseldi. Bazı çevreciler ise bunun bir aldatmaca olduğunu üretildikten sonra çevreci görünen ürünlerin üretim aşamasında içilebilir su kaynaklarına ve gelir düzeyi düşük insanlara verdiği zararı araştırmak gerektiğini savunuyorlar. Yine de tasarruflu aydınlatma cihazlarının kullanımı katlanarak arttı.

Türkiye’de ardıardına teknoloji marketleri açıldı ve bunların açılışı izdihama yol açtı. En azından fiyatların bir yerde inmesini ve çeşitliliğin artmasını sağladı ki insanların alım gücü için önemli faktörler.

Türkiye’deki Internet sansürü dünyanın diline düştü. “No Youtube Land” olan yeni adımızı hep birlikte kutlayalım. Gelişmişliğin bir göstergesi olan bilginin sansürlenmemesi ama karşısına, daha doğru ve gelişmiş bilginin konulması dilerim önümüzdeki yıllarda anlaşılır. Çünkü yasaklamalar bir işe yaramıyor sadece ülkemizin itibarını zedeliyor.

Obama seçim kampanyasında sosyal medyayı, Facebook’u twitter’ı müthiş bir yetenekle kullanan dijital iletişim uzmanlarıyla başarıya erişti. Bu büyük şirketlerin gözünden kaçmadı. Sosyal medya üzerinde temsilcilikler oluşturdular ve özellikle viral kampanyalarla, halktan birisinin üretimi gibi görünen videolarla müşterilerine ulaşmaya çalıştılar.

Ferruh Mavituna, uluslararası Internet güvenliği alanına ses getirecek Netsparker adlı bir ürünle girdi. Bu ürün bir Internet sitesinin hack edilmemesi için gerekli olan tüm açıkları tarayıp bulma yetisine sahip. Yıllardır süren tanışıklığımız ve dostluğumuzda duyduğum en güzel haberlerden birini sizlerle paylaşmış oluyorum. Ülkemiz yazılım dünyası adına da güzel bir gelişme bu.

andlog

Yine bir dostum Hakkı Ceylan sizler için yeni bir blog açma sitesi hazırladı. İsmi Andlog. Yani kendi sitenizi ücretsiz şekilde ve Türkçe açabiliyor, görünümünü değiştirebiliyorsunuz. Sistem altyapı olarak WordPress MU’yu kullanıyor. Ayrıca sitede güçlü bir sosyal ağ yapısı da var. Diğer kullanıcıları takip edebiliyorsunuz.
Site: Andlog

Mobil telefonlar satış rekorları kırdı. Özellikle ülkemizde izlemişsinizdir. iPhone önde gitti. Blackberry ve Google Android‘de incelenmeli.

Telefonlarla Internet üzerinden mobil ödeme yapılabilmesi için firmalar atağa geçti. Özellikle kimsenin kredi kartını vermek istemediği bir durumda ödemelerin kontor karşılığı ya da cep faturasına yansıması ve bu yansıma sonrasında ekstradan vergilendirilmemesi harika oldu. Elbette satış yapan hizmet sunan websiteler için de güzel bir ödeme aracı.
Detaylı bilgi için: www.mobilepax.com

Cloud Computing (Bulut İşleme), denen kavram herkesin kafasını karıştırdı ve yaygınlaşan bir efsaneye dönüştü. Kısaca söylüyorum birleşik işlemci gücü ve birden fazla işlemcinin dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, büyük bir işin parçalarını alıp birlikte bitirmeleri demek. Bunun en güzel yanı matematiksel olarak çok çok uzun süren işlemlerin kısalması. Önümüzdeki yıllarda elimizdeki notebookların çok güçlü işlemciye gereksinim duymayacağı, girdiyi verdiklerinde bu devasa bilgisayar ağının ortak şekilde işleyip sonucu taşınabilir cihaza göndereceği anlatılıyor. Bunun anlamı, artık tüm bilginin ve tüm bilgiyi işleme gücünün Internete aktarılacağı. Internet hızlandıkça Bulut İşleme büyük bir yapay zekaya dönüşecek sonra Skynet bombaları atacak ve Terminator bizi kurtarmaya gelecek. (Son cümlelerimi bu denli uzun bir yazıyı yazmanın yorgunluğuna verin :))
http://anthonyfranco.wordpress.com/2009/01/10/2009-technology-trends/
http://tametheweb.com/2009/01/12/ten-trends-technologies-for-2009/

Tüm dünyada enerji darboğazını aşmak için deli gibi çırpınan biliminsanları var. Sonunda umut vaad eden bazı gelişmeler oldu. Ülkemizde de teknolojik anlamda en önem verilmesi gereken güneş enerjisinden stirling motorları ile elektrik üretimi artık gündemimize gelmeli.

2009’da Teknoloji Trendleri – Slayt

Peki bu yazıda sizce ne eksik? Teknolojik olarak 2009’da parlayan sizin eklemek istediğiniz?

Kaynakça:
http://smallbiztrends.com/2009/01/top-ten-technology-trends-for-small-businesses-2009.html



EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN

Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.


https://suleymansonmez.substack.com/
E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.


16 YORUMLAR

  1. Yine dolu dolu bir yazı olmuş.
    Tüm yılı güzel özetlemiş.
    Benim atladığım bir gelişme var mı diye bakarken Twitter da seni takip etmediğimi farkettim ve takibe başladım.

  2. Teknoloji dergileri başta olmak üzere örnek alınası bir yazı olmuş. Gerçi bir Süleyman Sönmez yazısı olunca çok şaşırtıcı değil. Emeğinize sağlık diyorum ve bir kez daha şapkamı çıkartıyorum. Saygılarımla.

  3. Ahmet, bugün bir arkadaşım dedi ki ne kadar sosyal network varsa üye olmuşsun. Evet hepsine üye olmaya çalışıyorum, çünkü mesleğimiz bu. Öğrenmeliyiz ve işimize yarayanı kullanmalıyız.

    Gökhan, elimden geleni yapıyorum 🙂

    ymungan okuduğunuz için sağ olun 🙂

  4. Nefesimi tutarak okudum. Sanırım bir kere daha okumam gerek. Yazılarınız tam ağzıma layık oluyor. Ellerinize sağlık. Yorumu yazdıktan sonra bir kere daha okuyup yutmalı bu çalışmayı.

  5. Yeni gönderinizin haberi posta kutuma düşünce her zamanki gibi en uygun zamanı kollayıp doyurucu yazınızı keyifle okumak için gelmiştim.

    Ama Süleyman bey, siz bir ziyafet sunmuşsunuz. Halil İbrahim sofrasıyla karşılaşmış gibi oldum. Çok teşekkürler.

  6. Süleyman Hocam,
    Yazınız için teşekkür ederim.Her zaman ki gibi keyifle okudum. Bu arada Bilfen’deki işinizi yeni öğrendim.( linkedin sayfanızdan) hayırlı olsun demek için geç mi kaldım??

  7. Rüveyda her geçen gün yeni teknolojiler çıkıyor. Bu sayfayı kaydedip ileri geçmeli her birimiz teknolojiyi iyi takip etmeliyiz.

    Işıl ışıl, entelektüel zihinler bilgiyle besleniyor. Sözlerinizin satır araları hepimiz için yazının halen kıymetli olduğunu gösteriyor. Video çağı patlamış olsa da yazı gücünü yitirmedi 😉

  8. Sülayman Bey, öncelikle yazınız derli toplu güzel olmuş.

    Google’ın bu wave ile ne yapmaya çalıştığı beni şüphelendiriyor. Amacı bizim hakkımızda daha fazla kişisel bilgi toplamak mı? Bunu bilemeyiz lakin Google tekel olma yolunda koşarak ilerliyor.

    Güzel bloglamalar.
    İyi günler!

SİZİN DÜŞÜNCENİZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız