Etiket: Şiir
ZAMAN DOĞMADAN DOĞANLAR
Kime sorsam zamanın doğduğu günü, / Zaman doğmadı derler. / Kime sorsam ilk ne oldu diye? / Her şey hep vardır derler. / Kime sorsam ben ne zaman doğdum diye? / Sen hiç doğmadın derler.
Ne Yaptın EROS!
Eros bugün sözüm sana! / Her insana bir ok atar, / Aşka boğarsın onu. / Afacan gözlerinle güler /
Kanatlarınla coşarsın.
BEDEN SÜRÜCÜLERİ
Bugün şaştım / Aksime, / Aynada görünen kendime, / Kendim dediğime, / Bedenime, / Kapılarım dediğim / Gözlerime. / Ve şaşkın sordum kendime / Göremediğime. / Kimim ben diye.
MELEK GÖZLÜ
Gök yüzlü, arş kanatlıların / Işıktandır gözleri meleklerin. / İndiklerinde Arzın toprağına / Sevinç duyar bu misafirden dünya
DÜŞÜNCE YİYEN!
Aklımdan ne zaman bir fikir geçse, / Düşünce yiyen yutar onu. / Ne zaman "ben" desem, / Ne zaman "sen" desem, / Düşünce yutan atılır, / Parçalar onu.
GÖĞE UÇAN İKARUS
Tuttu aşık oldu göğe / Gökte süzülenlere / Doğuştan kanatlılara / Yerde doğmamışlara / İkarus.
Topladı onlardan tüyler / Topladı onlardan irfanlar, sözler / Yamadı bir tel kafese / İhtişamlı bir kuş oldu.
BALIKÇI
Bugün bir balıkçı balık tuttu. / Aslında toprakla hava, denizden çıkardılar. / Kendilerine katmak için eti, kemiği;
AYA GİDEN GÜNEBAKAN
Bir gün bir mekikle havalandı / Bilimsel bir deney için Ayçiçeği, / Günebakan da derler ya
Hep güneşi izlediği için, / Yüzü hep güneşe döndüğü için...
ZAMAN DÜŞÜRDÜ MASKELERİ
Zaman düşürdü maskeleri. / Zaman çıkardı / Yüreklerdeki hakikati. / "Ayrılın" dedi İsrafil sesliler. / "Ayrılın bin bedenlilerle, yüz bedenliler"
YAŞA, Yaşa, yaşa…
YAŞA, Yaşa, yaşa...
Bizler ölecek insanlarız
Ölümsüzler arasında
Ölümsüzler konuşmaz
İnanmazlar bizzat öleceklerine.
Zamanımız kısa, yapacaklarımız çok
Buna rağmen dostum,
Koşarken bile
Uzanır tutarız elinden
Bir yaşlının, bir çocuğun
Yolda kalmışın ve ağlayanın
Geçen yalnız...
52. ŞİİR
Seni nasıl görmedim bunca yıl? / Nasıl titremedi dizlerim / Bir ateş karşısında oturmuş / Kardan bir kalbim vardı oysa / Billurdandı içtiğim sevginin / Candan bardakları.
Sürgünde Unutulmuş Yürek / Kadir ÇAÇA
Tıpkı satrançta saniyede bir hamle yaparak oynayabilen ustalar gibi. Anladım ki o da doğaçlama yazabiliyor. Gönlü dolmuş, kurgu yapması gereksiz, dilinden dökülüyor zaten. Susması da imkansız, şiir yazması da. Çünkü şiir olmuş kendisi.
HAYKIRIŞ / Şiir
Ağzını açtı sonsuzluk, / Döküldü evren dudaklarından / Sonra geriye kaldı boşluk / Böylece kapattı dudaklarını sonsuzluk / Dışarda kaldı evren, / İçerde kaldı boşluk
SONSUZLUK
Bir zerre, bir kum tanesiyim / Aşkın sonsuzluğunda, / Bir gülüş , bir bakış, bir heves /
Bir kaybolup, bir beliren yüzlerden biriyim / Hayat sahnesinde / Ben neyim kimim?
EBEMKUŞAĞI GÖKLER
Geceyken yıldızlar / Dökülmüşken ışıkları / İki gecenin ve iki gündüzün insanlarına / Uykulu gözleri olmayanlar vardı.