İnsanoğlunun en temel sorusu sanırım “Kimim?” ve “Nereden geldim?” Öyle ki bu iki soru tüm dinsel inanışını, politikasını, karakterini hatta arabasında dinlediği müziğe kadar yaşamını etkiliyor. Bilimadamlarının peşine düştüğü en büyük teori de herşeyin teorisi, şu anda farklı nedenlerle açıklanan bu bir çok kuvveti, evren görüşünü tek bir modelle ortaya koymak.
Newton’un dünya ölçeğinde halen kullanılmakta olan kanunları, Einstein’in anlaması da anlatması da “Bin Bir Gece Masalları” gibi hem egzotik, hem hem hikayeler ilerledikçe anlaşılan yapısıyla karmaşık olan Genel Görelilik / Özel Görelilik Teorileriyle son buldu.
Kısaca rölativite dediğimiz unsurlar, her yeri homojen olan evren modelini yıktı. Basit kütle çekimine dayalı evrensel gökcisim hareketleri, yerlerini uzay-zamanın büküldüğü, esnediği, katlandığı, uzayarak karadeliklere çöktüğü hallere bıraktı.
New Scientist 12 Ağustos 2006 sayısına göre bizler “uzay-zaman”dan oluşmuşuz. Yani uzayın ve zamanın bir şerit gibi bükülmesi sonucu uzay zaman düzlüğünde görülen biçimleriz.
Bu temel atom altı parçacıkların hatta daha büyük parçaların, uzay-zaman bükülmesinin yönüne göre isimlendirilmesini de getiren bir teori ki bana hem çok inandırıcı hem de çok yenilikçi geliyor. Dediğim gibi teori üzerine okumaya devam ediyorum. Ama en garip olanı bizim ve tüm evrenin koca bir deniz gibi tek parça olmasına karşın kendi üzerine katlanmış minik çok minik uzay-zaman bükülmeleri olmamız. Çok ama çok garip 🙂
Yazının kaynağı:
http://www.newscientist.com/article/mg19125645.800.html (New Scientist 12 Ağustos 2006 )
http://www.arxiv.org/abs/hep-ph/0503213
http://map.gsfc.nasa.gov/m_ig/060915/CMB_Timeline300.jpg
Biraz Einstein uzayının temel kavramlarını öğrenelim:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Genel_g%C3%B6relilik
“EVREN ASLINDA İÇİNDEKİ TÜM GÖKCİSİMLERİ VE CANLILARIYLA
TEMELDE DEV BİR BİLGİSAYAR MI?
TEK BİR ZEKA MI? BU DEV ZEKANIN HER QUBİTİ (KÜBİTİ, QUANTUM BİT’İ) BİR TEMEL PARÇACIK MI? EVREN YAŞARKEN AYNI ZAMANDA SÜREKLİ BİR HESAPLAMA MI YAPIYOR? ÖYLEYSE NEYİ HESAPLIYOR? YAŞAM ASLINDA BİR PROGRAM MI VE ZAMAN BU PROGRAMIN ADIMLARI MI? BİLİMADAMLARI BU MODELLE BU DEV ÖLÇEKTEKİ BİLGİSAYARIN NASIL OLUŞTURULABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYUYORLAR. BAŞTAN BERİ BU ŞEKİLDE OLMASI MUHTEMEL BİR EVREN MODELİYLE.In Markopoulou and Kribs’s version of loop quantum gravity, they considered the universe as a giant quantum computer, where each quantum of space is replaced by a bit of quantum information. Their calculations showed that the qubits’ resilience would preserve the quantum braids in space-time, explaining how particles could be so long-lived amid the quantum turbulence.”
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Güzel yazı olmuş. Bu işler gittikçe karmaşıklaşıyor. Bu arada Einstein evrenini öğrenirken Einstein hakkında da birşeyler öğrenmek isterseniz buraya bakabilirsiniz.
biz insanoğullarının uzay-zamandan yapılmış olması kadar bir diğer ilgi çekici şeyi de ben söyleyeyim: Bildiğimiz haliyle atomlardan oluşan madde, evrendeki toplam madde miktarının yalnızca %4’ünü oluşturuyor, yani ancak 1900lü yılların başına doğru tam olarak açıklanan atom modeli, evrenin %4’lük kısmı için geçerli. Evrenin %21 i karanlık madde denilen bir “şey”den oluşuyor, deneysel olarak şu ana kadar gözlemlenemeyen ancak hesaplamalarda varlığı ıspatlanmış birşey…
Evrenin geriye kalan kısmını ise “karanlık enerji” oluşturuyor. Yine henüz deneysel olarak gözlemlenememiş birşey…
42?