Yeni bebeği olan bir kadın arkadaşımın MSN Messenger iletisi şöyle : “what is your superpower? I make milk” yani, “Sizin süper gücünüz nedir? Ben süt yapabilirim :))”
Sizce de Heroes dizisini anlatmak için harika bir giriş cümlesi değil mi ?
Heroes dizisi Lost’tan nefes almak için etrafa baktığımız günlerde bir güneş tutulması gibi parlıyor üzerimizde 🙂 İzleyenler anlıyor. İlk kez aylar önce TV’de garip bir fragman ile izledim. Bir genç kız yüksek bir yere koşuyor. Arkadaşı da onu basit bir el video kamerası ile çekiyor ve kız çığlık atarak düşüyor ve yere yapışıyor. Tüylerim ürpermişti ilk gördüğümde. Sonra kız ayağa kalkıyor ve kırılan kemikleri süratle iyileşiyor. Bu şekilde daha önce beyazperdede yüzlerce sahne gördüm, bir sürü çizgiroman okudum ama bu denli etkileyici gerçekçiliği hiç görmemiştim.
Karakterler, geçmişleri ve yaşantıları ağır ağır önümüzde beliren normal insanlar. Bir siyasetçi, bir ofis memuru, ressam, amigo kız, abisinin gölgesinde kaybolan bir hastabakıcı, evliliği tehlikede olan polis ve süper güçlü katiller.
Dizi “sıradan insanlar gibi olduğunu düşünürken, bir gün inanılmaz yeteneklerle uyanan” insanların hikayesini anlatıyor. Ofis çalışanı bir Japon, zamanı ve mekanı yönlendirebildiğini keşfeder. New York’lu bir ressam, geleceği resmedebilmektedir. Liseli bir ponpon kız, hiçbir şekilde yara almadığını keşfeder. Bir anne, güçlü bir ikinci kişiliğe sahip olduğunu farkeder. Bir polis memuru, başka insanların düşüncelerini okuyabildiğini keşfeder. Ve daha bir sürü güçte olan insanlar… Asıl olan ise bütün bu insanların “insanlığı kurtarmak” adına yapmaları gereken görevleri vardır…
Başlamasından sonraki her adım insanı ekran başına bağlıyor. Müzikleri ve görsel efektleri de çok nefis.
Temelde insan DNA’sının kapalı kodlarının adım adım açıldığı gerçeğine dayalı. Yaşamın kod sisteminin gereklilikler sözkonusu olduğunda o tür içinde süper değişime uğramış değişkenlerle / mutantlarla devam ettiğini savunuyor. Tür yok olmamak için bir üst seviyede varoluşa geçiyor.
Türkiye’de CNBC-e‘de halen yayınlanan dizinin Amerika’da birinci sezonu bitti. Müthiş bir gerilim, finale erdi. Dizi boyunca bazı bölümler diğerlerinden çok daha vurucu bir etkiye sahipti. Özellikle 20. bölüm: Five Years Gone.
Dizi sürerken klasik tartışmalar aynen devam ediyor elbette. Hangi kahraman daha yakışıklı, kim daha cazibeli, neler olur devamında, sen olsan ne yaparsın, kim kimi yener?
Ancak kesinlikle üzerinde durulan karakterler Peter Petrielli ve Hiro Nakamura. Diziyi izlememiş olanların konuyu önceden öğrenmesini istemediğim için detaya girmiyorum. 🙂
Dizinin neden tutuğu hakkında bir psikolojik tahlile girersek, bir türlü kendisiyle mutlu olamayan, sürekli değişmek isteyen dünya insanı için süper hayaller sunduğunu görüyoruz. Üstün olmak isteği ve hayatın kalabaklıkları içinde sıradan olmaktan kahramanlığa terfi etme talebi, süper-egonun en büyük fantezisidir. Bu nedenle bu üstün idea zihin alanında güçlü yer bulur. Elbette id için gereken libido uyaranları da belirli ya da belirsiz olarak dizide veriliyor.
Dizinin çizgiromanla yoğun bağlantısı gerek senaryo içinde gerekse fan / hayran sitelerinde görülüyor. Aşağıda çizgiroman linkleri de var.
Uzun lafın kısası gerek senaryo, gerek çekim teknikleri ile çok güzel bir dizi.
Ah, unutmadan:
“Amigo kızı kurtar, dünyayı kurtar” sloganı başta çok iddialı gelse de filmin konusu açıldıkça netleşiyor. 🙂
Resmi Web Sitesi:
http://www.nbc.com/Heroes/
TÜRKÇE HEROS
http://tr.wikipedia.org/wiki/Heroes_%28dizi%29
http://en.wikipedia.org/wiki/Heroes_%28TV_series%29
http://heroestr.wordpress.com/
BÖLÜMLERİ
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Heroes_episodes
SEMBOL
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/5/5a/HeroesSymbol.jpg
HIRO NAKAMURA POSTERLERİ
http://www.heroesrevealed.com/
http://www.heroesrevealed.com/wp-content/uploads/2007/04/cover.jpg
Marvel’in ünlü çizgiroman yönetmeni ve kahraman tasarımcısı Stan Lee’yi 16. bölüm sonunda Hiro Nakamura’nın bindigi otobüste şoför olarak görürürüz.
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.