Mr. Robot dizisini izledikten sonra düşündüklerimi biraz yazmak istedim.
İzlemediyseniz Neden İzlemelisiniz? (IMDB Puanı 8,7. Başka sorum yok Hakim Bey, savunma devam etsin :))
Spoiler alarmı: Bu yazıda bolca dizi içi bilgi verilecektir. Önce izlemiş olmanızı önemle hatırlatırım.
Öncelikle bir soruyu kendinize sormanızı istiyorum sevgili dostum,
Diyelim ki kredi kartı borçlusu milyonların tüm borçlarını, tümden, bir gecede silecek bir planınız olsa. Elbette hatırlatmaya gerek yok ki bu tamamen kanunsuz ve başınıza yüz bin kişiyi öldürmenizden daha büyük dert açabilecek bir olay. Hepimiz dünya hukukunun ve kapitalist sistemin önceliğinin parayı ve sistemi korumak olduğunu biliyoruz(!)
Evet, elinizde dünyadaki tüm ev kredileri, kredi borçlarını silecek tüm dünyayı bankalardan kurtaracak bir plan olsa bunu devreye alır mısınız? Bir düşünün, diziyi izlediyseniz zaten bol bol düşünmüşsünüzdür.
Bir insana silah verirseniz bir bankayı soyabilir. Ama bir adama banka verirseniz dünyayı soyabilir. MR. Robot
Benim yaşımdakiler veya otuzu tamamlamış kişiler, sistemi yok ettiğinde yerine ne konulacağını iyice düşünmeden muhtemelen bu işi yapmayacaktır. Dizi ilerledikçe bu gayet netleşiyor.
Eh daha gençseniz, öfkeliyseniz, ailenizden birisi devasa bir şirketin çevreyi zehirlemesi ile kanser olup ölmüşse, düşünmeden yaparsınız değil mi?
Ana fikir bu.
Dizi başladığında son derece kırılgan görünüşlü asıl karakterimizin psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, yalnızlık çektiğini, asosyal olduğunu insanlara dokunmaktan kaçtığını ve aynı zamanda bir bağımlı olduğunu görüyoruz. Elliot (Rami Malek) bu haliyle insanın düşebileceği en dipteki en zor hallerden birini yaşıyor.
En güzel açıkları her zaman insanlar verir. İnsanları hacklemeyi hiçbir zaman zor bulmadım. Mr. Robot
İçinde yaşadığı daire ve semt ise tam bir sefalet. Elliot bizlerin konuşarak tanıdığı insanları, bilgisayarlarını, cep telefonlarını ve sosyal medya hesaplarını kırıp hackleyerek “gerçekten” tanıyor. Genellikle içinden konuşuyor ve pek iletişim de kuramıyor. Hakikaten insan halini izlerken acıyor.
Takip ederken keşfettiği suçlu ve adi kişileri acımadan ihbar da ediyor. Bu haliyle bir iyilik meleği. Çok iyi bir bilişim siber suçlar güvenlik uzmanı olarak Allsafe firmasında çalışıyor. Geceleri ise müthiş bir hacker.
Kendisine dünyayı tümden değiştirecek teklif geldiğinde şok oluyor elbette. Savaştıkları ise tüm kapitalist sistemi temsil eden, dünyanın her yerine kök salmış en büyük Holding gruplarından E Corp (genelde Evil / Şeytan olarak anılıyor o E.)
Dizinin ilerleyişi kahramanımızı ve yardımcı karakterleri daha iyi tanımamız, planların heyecanla adım adım ilerlemesi. Sonra Fight Club’daki gibi her şeyi yöneten Mr. Robot adlı karakterin hayali bir karakter olduğunu fark etmemiz. Baba figürü, psikolojik sorunlar iki farklı hafızası olduğunu anlaması, kişilik bölünmesi.
“Fantezi üzerine inşa edilmiş bir dünya! Hap adı altında yapay duygular. Reklam adı altında psikolojik savaş. Gıda adı altında aklınla oynayan kimyasallar. Basın adı altında beyin yıkayan seminerler. Sosyal medya adı altında kontrol altında soyutlanmış kabarcıklar.
Gerçek mi? gerçeklik hakkında mı konuşmak istiyorsun? Bu yüzyıl başladığından beri hiçbir şeye yakın yaşamadık. İnsanlığın kalıntılarını sürekli genişleyen çöplüğün içine atarken her şeyi kapattık, pillerini çıkardık ve GDO’lu poşetin içine daldık.
Dijital ekranlarda bir aşağı bir yukarı inip çıkan kutuplu numaraları olan şirketlerin markalaştırdığı, bizi insanlığın görüp görebileceği en derin uykuya dalmamız için hipnotize ediyor. (Mr. Robot)”
İkinci sezonun ilk üç bölümünde, “dizi ne kadar sıkıcı oldu” derken sonunda bir daha şaşırtması. Bunlar hep güzel. Bir süre sonra gördüğünüz tonla alt metini tekrarlarken buluyorsunuz kendinizi.
Dizinin görsel yönetmeni dahilik seviyesine yakın. Kamera açılarında kahramanın yüzünün önünde değil arkasında boşluk bırakıyor.
Köşeye sıkışmış görüntü ve karşılıklı diyaloglarda bile süren bu durum insanı huzursuz ediyor. Zaten amaç da bu.
Simetri, renkler ustaca kullanılıyor.
Düşündüklerimi 2. sezonun sonundaki bilgilere göre toparlarsak.
Dark Army aslında Çinli Bakan’ın emrinde belki de resmi Çin hacker ordusu. Tek amaçları ise Amerikan para sistemini çökertmek. Böylece fsociety aracılığı ile önce E-corp’un krediler veritabanını buna bağlı olarak Amerikan kredi sistemini çökertiyorlar. Ardından Amerikan doları hızla değer kaybedince, var olan Federal sistemin yerine bitcoin dijital para sistemi adım adım geçiyor.
Çin bu hamle ile dünyanın yeni süpergücü olarak, Afrika’yı ele geçirmek için Kongo’ya giriş yapmaya hazırlanıyor ve ABD’nin itiraz hamlesini bitiriyor. E-Corp’a 2 trilyon faizsiz borç veriyor. ABD’yi kendine bağlıyor.
E-corp eskisinden de güçlü oluyor çünkü sanki merkez bankası olmuşçasına sanal para basabilecek bir noktaya geliyor. Üstelik bunun finansmanını Çin devleti sıfır faizle karşılıyor.
Bizim kahramanlar ise sadece bu güç oyununda piyonlar.
Diziyi izlemek işin programlama, network, wifi, server, DDoS attack gibi olaylarını anlıyorsanız ayrı bir keyif elbette. 🙂 Dizinin bölüm isimleri bile bir sürü şeye gönderme yapıyor.
Bunları yaparak neyi başarmayı umdun?
– Dünyayı kurtarmak istedim.
MR. ROBOT
Hackerlık Öyle Bir Şey mi Hakikaten? Sanmıyorum 🙂
Mr. Robot’ta kullanılan Hack Metotları
“Sahip olduğunu düşündüğün kontrol, bir yanılsamadan ibaret. Control is an illusion
(Mr. Robot)“
Mr. Robot VR (Sanal Gerçeklik Gözlüğü ile izlenmeli)
Bir maskeyi, artık maske olmayı kestiğinde nasıl çıkarırsın? Benim kadar benim bir parçam olduğunda… Mr. Robot
Dizinin Güzel Bir Yanı Kahramanın izlediği videoların bile gerçekten yüklenmiş olması.
Vimeo’ya yüklenmiş video.
Mesela
Avukatın emailine bir mesaj yazdım ve hazırlanan otomatik cevap geldi. Malumunuz dizide öldü.
Dizinin Sitesi ise küçük bir MS-DOS / Linux arabirimi gibi.
Sen çok uzun süre bakmışsın o bilgisayar ekranına kardeşim (Mr. Robot)
Diziden Güzel Replikler
MR. ROBOT En Güzel Bölüm Müzikleri Soundtrack
Ne işler dönmüş FBI analizi
Dizinin Esinlediği Önceki Film ve Diziler
Duvarlarının üstünden bakmaya çekiniyorlar, görebileceklerinden korkuyorlar. MR. ROBOT
Röportajlar
Karakter Oyunculuğu budur dememizin sebepleri
Tyrell Wellick karakterinin hırslı yönetici olarak gösterdiği performans ve yüz ifadeleri muhteşem.
Whiterose karakteri ile Çinli Bakanın ses değişimleri mimikleri anlatım dili bakışlarındaki buz gibi ifade inanılmaz. Elbette Elliot başlı başına bir fenomen..
Kaosun gizli kodu. Düzen gibi görünen tehditkar yüzün arkasında saklanıyor. Mr. Robot
Mr. Robot Ödüller
Rami Malek – 2016 Emmy Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
Where is my mind?
Facebook Türkiye Mr. Robot Grubu
https://www.facebook.com/Mr.RoboTurkiye/
Wikipedia Mr. Robot
https://en.wikipedia.org/wiki/Mr._Robot_(TV_series)
IMDB Mr. Robot
http://www.imdb.com/title/tt4158110/
http://www.imdb.com/video/imdb/vi4142905113/
USA Network
http://www.usanetwork.com/mrrobot/
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Mr. Robot dizi dünyasına farklı bir soluk getirdi. Henüz bölümleri bitiremediğim için yazının devamını okuyamadım. Ancak çok emek verilmiş yazı olduğu belli. Müzikler konusunda da Where is My Mind harikaydı gerçekten.