Daha önce de Nükleer enerji hakkında detaylı bir yazı yazmıştım.  Ancak web’de süper ürünler görünce ağlayasım geliyor. Avucunuza sığan minik çelik bir çanak antenin ucunda bile alev yakılabiliyor, ya da yemek pişirmek için bir tencereyi ısıtıyor. Düşünün güneş enerjisinin gücünü. Üstelik Türkiye yaz kış güneş alan en kapalı havada bile yeterince güneş alan verimli bir ülke. Ya rüzgara ne demeli? Püfür püfür her yer.

enerjigunesten.jpg
solarbackpack.jpgÜstelik artık güneş enerjisini takip eden mekanik sistemler de var. Ya da bir cam filmi gibi yüzeyler kaplanıp enerji elde edilebiliyor. Bizdeyse sadece su ısıtıyoruz ve o da Akdeniz ve Ege sahillerinde…

Ürünlere bakın fiyatlarına bakın ve elinizi vicdanınıza koyup sorun Güneşten enerji yağarken,rüzgar eserken kükrerken, dalga enerjisinde şamandıra şeklinde üreteçlerle ufak bir sahil şeridi kullanılarak tüm şehrin elektriği sağlanabilirken nükleere gerek var mı?

Bakın yabancı ordular, kurtarma ekipleri pratik bir şekilde güneş enerjisini çadırlarında bile kullanmaya başlamış. Lütfen hızla uyanalım. Enerjiye harcanan para çok ama çok büyük.

powershade.gif

http://scientificsonline.com/category.asp_Q_c_E_422993_A_Solar+Cells+%26+Panels Diğer cihazlar

http://www.windwandler.de/turk/sayfasi.html Rüzgarla enerji.

 

 



EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN

Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.


https://suleymansonmez.substack.com/
E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.


5 YORUMLAR

  1. Merhaba,
    Öncelikle nükleer enerjiyi şiddetle savunmuyorum ve bütün enerji kaynaklarının kombine bir şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Alternatif enerji kaynakları ve konvensiyonel enerji kaynakları hakında yeterli bilgiye sahibim. Ülkemizin gelecek yıllarda enerji gereksinimi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yetersizliği düşünülürse nükleer enerji neden bir seçenek olmasın. Ayrıca enerjinin yanında nükleer bir reaktörün gerektirdiği yüksek teknoloji ve deneyim bir çok alanda gelişmemizi sağlayacaktır. Savunulan güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinin maliyeti ve verimleri incelenirse bugünkü teknoloji ile yetersiz kaldıkları görülecektir.
    İyigünler.

  2. İyi Günler,
    İlk okul sıralarından başlayıp hala üniversite dönemlerinde bile gördüğümüz şey, Türkiye’nin coğrafi konumu ve üzerinde oturduğu hazinenin ne kadar büyük olduğudur. Su dersen su, rüzgar dersen rüzgar, kömür dersen kömür. Daha sıralayabileceğimiz bir çok kaynak bulunmakta. Ama unutulmaması gereken nokta, bu gibi kaynakların hızla tükenmeye başladığıdır. Bu sebeple alternatif kaynak/kaynaklara ihtiyaç vardır. Üzerinde oturduğumuz coğrafyanın zenginliğini en küçük çocuk bile bilir ancak büyük babalar -buradaki büyük babaların kim olduğu bellidir- tarafından hiç bir zaman bunun öneminin anlaşılması istenmez. Çünkü o kaynaklar daha sonra onların işine yarayacaktır. Verhasıl eğer büyün babalar izin veriyorsa, nükleer santraller kurulmalıdır. En azından biten kaynaklara alternatif olarak.

  3. ABD 1961’de Ay’ın hayalini kuruyordu ve 9’da ulaştı, Çar Petro tahta geçtiğinde Arupa’nın ortasına kadar inmek istiyordu ve indi. Ancak Türkiye’ye baktığımızda, son üçyüz yıldır hep küçük planlar peşinde koşmuşuzdur. Artık bırakalım küçk hayallerimizi, büyük düşünelim…

    Güneş ve rüzgar enerjisi, hiçbir ülkeyi ağır şartlara, hatta savaş şartlarına yeterli derecede hazırlayamaz. Bizdeki nükleer korkusu Çernobil gibi kazalardan kaynaklanıyor. Çernobil, Sovyetlerin parasızlıktan kıvrandığı bir dönemde yapılmıştı ve günümüzde de görülüyorki, Çernobil’in yapılış dizaynı bile kriterlere uymamakta Ancak Türkiye’de yapılacak olan santral, her yönden tam teknoloi ile yapılacak.

    Korkuya yer vermeyelim, Türkiye’yi ileriye taşıyacak en büyük proje budur!

  4. Güneş enerjisi iyi hoş ama pahalı bir kaynak, her zaman da talep edilebilen bir enerji değil. O yüzden nükleer enerji iyi bir alternatif, en azından gelecek için bir adım.

  5. Aklınını kullanan her insan isterse nükleer enerjiye gere duymadan özellikle elektrik enerjisi üretebiliyor ve Türkiye de bu durumla karşılaştım haberlere çıkmıştı hatta bir kaç tanesi…Bence en güzeli dogal yollarla üretilen enerji…!

SİZİN DÜŞÜNCENİZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız