Bir süredir ülkemizde AB uyum yasaları çerçevesinde genetik bir veribankası kurmak amacıyla tüm vatandaşların DNA’larının saklanacağı bir oluşumdan bahsediliyor. Neredesiniz ey sivil toplum özgürlük kuruluşları?
Çağlar boyu devletler kullarının üstünde tasarruf yetkisi sahibi idi. Bu aralar sinemalarda oynayan bir filmin afişinde olduğu gibi “Kral herşeyden fazlasına sahipti”, Padişah da. Kim karşı koyabilirdi bir tepeyi alma isteğine ya da bir kadını elde etme arzusuna.
Sonraları demokrasiler geldi ve Magna Carta sözleşmesi ile vatandaş ile devlet arasında sözleşme imzalandı. Bu Anayasa’nın temeli oldu. Anayasa sadece Medeni Kanunun, Boçlar Hukukunun değil devletler ve vatandaşlar arasındaki ilişkinin de teminatı oldu. Sonraları İnsan Hakları bildirgesi bir hedef ve ideal olarak insanlığa sunuldu.
İnsan konuşabilir, fikrini beyan edebilir veya gizli tutabilir dendi. Özel hayatı vardır dendi. Bir soruşturmada o soruşturma ile ilgisi olmayan sevgilisiyle konuştuklarını karşısına getirmemek devletin görevidir dendi. Vatandaşın özel hayatını korumak devletin görevidir dendi.
Sonraları teknoloji ilerledi. Sözleşme delinmeye başladı. İlk önce 11 Eylül’de bu aralar “topal hatta ölü ördek” denen (ABD’liler işi biten başkanlarına böyle derler) Bush yönetimi terör ve korku ikilisi ile halkını sindirerek acı ilaca razı ettiler. Uçaklara bebek yağı girişi bile yasak. Her bir insan potansiyel törörist. Tüm telefonlar Ecolon adlı sistemle dünya çapında otomatik dinleniyor.
Böylece insanların birbirine duyduğu sevgi ve güven bağı ellerinden alındı. Düşünün toplum ne demektir? Sizin doktor, ötekinin şoför, birisinin polis, bir diğerinin avukat veya memur olarak çok büyük bir dişlideki yerini kabul ederek en büyük başarıyla o işi yapmasıyla işleyen devasa bir mekanizmadır. İş bitince aile başlar, dostluklar, sevgililer ve birlikte bir şeyler yapma isteği. Bu da karşılıklı güven içinde olur.
Trafikte herkesin kurallara uyacağına inanırız. Her birimiz saldırganlık potansiyeli taşıyoruz diye her birimizin arabasına kamera takılması kadar korkunç ve baskıcı bir yönetimin adım adım geldiğini gördük. Yetmişlik insanların ABD sınırlarını geçerken ayakkabıları çıkarıldı. Gözlerindeki Tanrı’nın en güzel ve eşsiz sanatı olan retina izleri fişlendi. Bedeni çıplak gösteren ışınlarla silah taşıyıp taşımadıklarına bakıldı. Şimdi ise yüz mimiklerinden duygu analizi yapan hatta düşünce okuyan güvenlik tedbirleri geldi. İngiltere’den hiç bahsetmek istemiyorum. O kadar çok güvenlik kamerası var ki bir vatandaşın poposu kaşındığında birisine yakalanmadan kaşıması mümkün değil.
Ve en son evreye de geldik. Tüm vatandaşların DNA örneği alınsın! Peki ne amaçla? Elbetteki, kapıda “güvenlik” yalanı hazır. Artık suç işlendiğinde olay yerindeki DNA’yı alırsınız. Dünyanın hangi ülkesinde doğmuş olursa olsun, bir sn’de suçlu elinizde olur. Harika. Muhteşem.
Ne derdimiz olabilir ki? Siz de, ben de sade vatandaşız. Dürüst olmak için deliler gibi çırpınıyoruz. Ne kimseye zarar veriyoruz ne bir suçumuz var trafik cezamız bile yok. Üstelik devletimiz ileri gitsin diye gerçekten deliler gibi çalışıyoruz.
E öyleyse derdimiz nedir? Bir Milli DNA bankası kurulmasında sorun nedir arkadaşlar?
Şu an diabet /şeker, tansiyon hastası ya da müzmin bir hastalıkla yaşıyor olduğunuzu düşünün ve bir özel sağlık sigortasına başvurun. Bakalım sizi sigortalı yapacaklar mı? Eğer yaparlarsa kaç misli ile yapacaklar?
Çünkü sigorta sistemi riski karşılar, kesin olan bir sorunu telafi etselerdi çoktan batarlardı. Ödenen primler asla masrafları karşılamazdı.
Sizin DNA’nız (kan, tükürük, doku örneği) herhangi bir sağlık kuruluşunda varsa (kordon kanı dahil) üzgünüm ama hayatınızın tüm detayları her geçen gün ellerinde olacak. Kimi hoş etkileri de olacak bir telefon alacaksınız “x hanım / X bey DNA’nıza baktık da, önümüzdeki yıllarda kalp krizi geçirme veya beyin enfarktüsü geçirme riskiniz var. Lütfen hastanemize gelip check up yaptırın.”
İşte karşınızda DNA.
Hatta “İncelemelerimiz sonucu oğlunuzun babasının siz olmadığını bulguladık. Tüm Türkiye veritabanı içinde aratmak için lütfen hastanemizden randevu alınız”
Türkiye’de genetiğin en çok kullanılan alanının babalık davaları ve şüpheleri olduğunu söylesem şaşırır mısınız? Hatta neredeyse kriminal DNA analizleri kadar.
Görsel: imagegenarator.net
DNA Parmakizi ile ilgili bilgi almak için isterseniz mini mola verip önce Selman AKKUŞ’un (Fırat Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi) sunumunu okuyun.
http://www.ctf.edu.tr/ctftbiyo/yenikongre/kongre2006/kongre_programi/260506/oturum3/3-3%20DNA%20PARMAK%20IZI.ppt
Genlerle karakteriniz bile çıkabilir biliyor musunuz! İşte üniversitelerimizden bir araştırma:
(Sezgi Arpağ, Ayşe Çırakoğlu )
http://www.ctf.edu.tr/ctftbiyo/yenikongre/kongre2006/kongre_programi/270506/oturum%205/5-5%20Sezgi%20ARPAG.ppt
Bir işe girdiniz yine aynı. Kim DNA’sında sorunlar taşıyan birisini ister. Şimdilerde özürlü ve eski mahkum çalıştırma zorunluluğu olduğu gibi DNA’sı ikinci sınıf olanlar için de bir zorunluluk gelir.
Hatta gün geçtikçe sizin genetik mirasınız yoluyla suça eğiliminiz, sanata eğiliminiz, zeka potansiyeliniz, hangi hastalıklara karşı dirençsiz olduğunuz ve belki de tahmini ömrünüz bile ortaya çıkacak.
Bir Down sendromlu ya da albino çocuğun sadece yüzlerine bakıp fişlenmesi gibi. Oysa aileleri onların ne kıymetli ne kadar özel çocuklar olduğunu anlatacaktır sizlere.
Çek Ellerini Benim DNA’mdan
Kısacası bu dünyadaki en mahrem yeriniz cinsel organınız değildir. DNA’nızdır.
Namus için cinayet işleyenler, töre düşkünleri, “kızları kaçırıldığında ava çıkanlar” nerelerdesiniz? Saçının ucu göründüğü için kızlarını dövenler. Neredesiniz? Elinizden Tanrı’nın yarattığı en mahrem şeyiniz çalınıyor ve karşı bile çıkmıyorsunuz. Çünkü DNA denen ilahi anahtarı daha anlamadınız bile.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Sadece size özel virüs bile üretilebiliyor biliyor musunuz?
- ABD başkanlarının içtiği yediği tüm kapların bardakların CIA tarafından satın alındığını biliyor musunuz, bir damla tükrüğünüzle bile klonlanabileceğinizi biliyor musunuz?
- İsrail’in bir ara Arap devletlerle gerginlik yaşarken “Üzerimize gelmeyin. Atom bombası atarak toprakları kirletmek yerine sadece Arapları öldürebilecek bir genetik virüsümüz var” diye açıklama yaptığını.
- İnsan genomu çıkarıldığında bilimadamının tüm sağlık sorunlarının da çıktığını
- Gattaca filminde gelecekte genetik yapılarına göre sınıflandırılmış, kast sistemi gibi katı bir yapıda yaşatılan insanlar olduğunu
- İleride silahların tetikleri çekildiğinde parmaktan alınan mikro enjeksiyonlarla DNA kodunun kurşuna ekleneceğini ve her silahı kimin ateşlediğinin bilineceğini.
- Her insanın DNA’sına özel ilaç üretileceğini.
- DNA kadar RNA’nın da sizin ne olacağınızı belirlediğinizi ve bunun ağırlıklı olarak annenizden geçtiğini.
- İnsan DNA’sında şu an atık sanılan fakat potansiyel olarak açılmamış uzuuun bir zincirin bulunduğunu ve bu açılırsa ne olup neye dönüşebileceğimizin tam olarak bilinmediğini.
- Çift sıra DNAmızda Adenin, Guanin, Timin, Sitosin ile kodlama yapıldığını ve bir bilgisayar kodundan farksız olduğunu…
- Basit bir aşı ile genetik yapınızın değiştirilebilieceğini. Aşı içindeki virüsleri tüm hücrelerinizin genetik kodunun değiştirebileceğini. Böylece bir atlet, bir müzisyen veya mavi gözlü olabileceğinizi
- Kök hücre çalışmaları ile DNA araştırmalarının başabaş gittiğini…
Bir gün o DNA ile neler neler yapılabileceğini hiçbirimiz bilemiyor. Yıllar önce kemik iliği bankası bahanesi ile aldatılmamız ve toplumumuzun genetik yapısının yurtdışına hediye gönderilmesi gibi.
DEVLETLER, DNA VERİBANKASINI KORUYABİLİR Mİ?
Şahsi kanaatim hackerlardan ve uzun vadeli düşünemeyen memurların verdiği zarardan koruyamayacağı yönünde. Basit bir örnek KEY ödemeleri ödenecek diye milyonlarca vatandaşının ismini, TC. Kimlik Nosunu ve SSK numarasını yayınlayarak onları tüm kredi kartı ve bankacılık işlemleri sahtekarlıkları karşısında mağdur duruma düşüren hackerların bile hayret ettiği olay yeni gerçekleşti. DNA bankasının nasıl korunacağını gelin siz düşünün.
Birisinin etiketi yanlış isme yapıştırılsa azılı bir suçlu olmanız işten bile değil. Halen TC. Kimlik numaraları aynı çıkan insanlar duyuyorum MERNİS projesi üzerinden yıllar geçtiği halde.
Ve devletlerin iktidarlar değiştikçe kadrosu değişen bir yapısı olması ürkütücü. Sizin DNA’nızı kim ne amaçla kullanacak bilemememeniz gibi. Şu an önüne gelen yetkisi izni olsun olmasın, telefonunuzu iletişiminizi nasıl dinliyorsa yarın sizin hücrelerinizin bir nevi “dinlenip” kontrol edilebileceğini de bilin.
Geçenlerde tarihçi bir kamu görevlisi çıkıp yüzyıldır kimlerin hangi ırktan, etnik kökenden geldiğinin devlet kayıtlarında olduğunu söylemesini hatırlatayım. Yeni yüzyılda bile, Hitler’in ari ırk anlayışından kurtulamadık. DNA ile bunun bulunması ise basit bir teste bakmak üzere.
İşte DNA testleri yapan öncü firmalardan birisinin web sitesi. Size ebeveyn testi, sizin ve ailenizin ilaçlara reaksiyonunuz olup olmadığının testi, soy kökeni testi, genetiğe uygun yaşam testi gibi bir sürü test uyguluyorlar ve hepsi için DNA’nız yeterli.
http://www.healthanddna.com/index.html
Karşı fikirlerde duyacaklarınız.
- Polis teşkilatının işi kolaylaşacak. DNA parmakizi veritabanı gibi olacak. Cevabım evet çok doğru. İngiltere Ulusal DNA veritabanı sayesinde 2006 yılı içinde 45.000 suç çözüldü. Şimdi ise her insanı istiyorlar. Potansiyel suçlu kabul ederek. Hatta her insana bir çip takılsa. Beyinden şiddet merkezi ameliyatla çıkarılsa. Equlibrium filmindeki gibi hepimize hergün sakinleştirici verilse ne suç kalır. Ne sorun. Ama yapmıyoruz değil mi?
- Sağlık için harika olacak diyelim Türk insanının genetik yapısı çıkacak böylece herkesin kullandığı çok kullanılan ilaçlar tam bu genetik ortak yapıya etki edecek şekilde planlanacak
- Bir afette ölenlerin kimlikleri hemen ortaya çıkacak. Ölüler ailelerine teslim edilebilecek. Kimsesiz şekilde ölenlerin de kimliği bulunacak.
- Atalarımızın kimler olduğu ortaya çıkacak. Ama kimse bundan memnun kalmayacak. Herkes soyunda a ırkı, b ırkı çıkmasın diye telaş içinde. Ama hiçbirimiz çekik gözlü Ortaasyalı Uygur Türkleri’ne benzemediğimize göre bu olay ve analiz sonuçları hepimiz sarsacak. Milliyetçi eğilimleriniz güçlüyse… Aman diyeyim DNA’nızı kendinize saklayın.
- Sanatı bilimi yetenekleri oluşturan genler netleşecek. Belki Türklere özgü o sezgi ve zor zamanlarda müthiş işler başarma yetisi çözülecek.
DNA ile ilgili duyduğum bir efsaneyi anlatarak bitiriyorum. Eski zamanlarda Atlantis batmadan önce insan DNA’sı 2 değil 12 kolluymuş ve insanların olağanüstü yetileri varmış. Masallarda duyduğumuz şeyler… Sonra lanetlenmiş insan yaptıkları yüzünden ve düşmüş. Sonra tufan olmuş ve geriye kalanların 2 sarmalı varmış artık.
DNA Parmak izi Nedir?
Tüm DNA’nın değil, her insanda eşsiz olan bir kısmın tanımlama için kullanılmasıdır.
Vikipedi’den DNA
Adli bilimciler, bir suç mahalinde bulunmuş kan, meni, deri, tükürük veya saçta bulunan DNA’yı kullanarak bir failin kimliğini belirleyebilirler. Bu işleme genetik parmak izi çıkarma veya genetik profilleme denir. DNA profillemesinde, tekrarlı diziler (kısa tandem tekrar ve miniuydu) içeren DNA’nın değişken kısımlarının uzunlukları belirlenir, bunlar farklı insanlarda karşılaştırılır. Bu yöntem bir suçlunun tanınması için son derece güvenilir bir yöntemdir. Ancak, eğer suç mahaline birde fazla kişinin DNA’sı bulaşmışsa bu kimlik belirleme karmaşıklaşabilir. DNA profillemesi 1984’te Britanyalı genetikçi Sir Alec Jeffreys, tarafından geliştirilmiş ve adli bilimde ilk defa 1988’de Enderby cinayetleri için Colin Pitchfork’un suçlu bulnmasında kullanılmasında kullanılmıştır. Bazı tür suçları işlemiş kişiler bir veritabanında depolanmak amacıyla kendi DNA’larından bir örnek vermeye mecbur tutlabilirler. Bu sayede suç mahalinde bulunmuş DNA örneğinden başka elde hiç bir delil bulunmayan bazı eski vakalar çözülebilmiştir. DNA profillemesi katliam kurbanlarının kimliklerinin belirlenmesinde de kullanılmıştır.
DNA’nızı Gizli Tutmak İçin Savaşın – David Ewing Duncan
Kaynakça:
DNA Nedir? (Vikipedi)
http://tr.wikipedia.org/wiki/DNA
DNA VERİLERİ VE MİLLİ DNA VERİ BANKASI KANUNU TASARISI
http://www.kgm.adalet.gov.tr/gorus/dna.htm
DNA VERİLERİ VE TÜRKİYE MİLLİ DNA VERİ BANKASI KANUNU TASARISI
http://www.biyoetik.org.tr/files/DNA.pdf
DNA bankasına kodlanacağız
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10031273.asp?m=1
DNA and Privacy
http://academic.udayton.edu/health/05bioethics/00rooker.htm
Patronunuz Genetik Test İsteyebilir mi?
http://www.dartmouth.edu/~cbbc/courses/bio4/bio4-1998/DNAPrivacy.20Jan98.html
Vast DNA Bank Pits Policing Vs. Privacy
http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2006/06/02/AR2006060201648.html
The UK National DNA Database And Your Privacy
http://www.yourprivacy.co.uk/uk-national-dna-database-your-privacy.html
The European Court of Human Rights could influence the UK DNA database
http://www.edri.org/edrigram/number5.17/echr-dna-database
Tüm İngiltere DNA Database’inde Olmalı!
http://news.bbc.co.uk/2/hi/uk_news/6979138.stm
The Axiomatics of DNA Privacy
www.bioforensics.com/conference07/DNA_privacy/Krimsky_Dayton_2007.ppt
DNA and Civil Rights
http://www.exploredna.co.uk/dna-and-civil-rights.html
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
AB’ye uyum çerçevesinde yapıldığı söyleniyor. AB’ye üye ülkelerin hepsinde bu veritabanı mevcut mu?
Zaten ileride insanlığın çok farklı boyutlara ulaşılması kaçınılmaz olacak. Bunu illa robotlar bizi yok edecek ve kendileri daha iyi robotlar programlayıp dünyayı ele geçirecekler diye düşünmemek gerek. Bakacak olursanız DNA ve MBG teknolojisi inanılmaz hızlarla ilerleyen bilim dalları. Elbette tükrüğünüzden sizi klonyabilirler. Belki de insan klonlaması gizlice defalarca yapıldı. Hatta büyük ihtimalle yapıldı da. Sadece şu an mükemmelleştirilmeye çalışıyor bile olabilir. Belki çok önemli kişiler tekrar tekrar klonlanacak. Bu konu sci-fi ye çok açık bir şey. Ama bunu uzatmanın anlamı yok. İlla tüm özelliklerinizin kopyalanması ele geçirilmesi gibi şeyleri de düşünmenin anlamı yok şimdilik. E-Postalarımız, internetteki hareketlerimiz-davranışlarımız, kimlik bilgilerimiz, şifrelerimiz vs. çok kolay yollarla büyük firmaların ellerine geçiyor ve biz durmadan privacy policy leri onaylayıp duruyoruz.. Başka çaremiz yok elbet. Ve aynen DNA’nızı çalacakları zaman da çaremiz olmayacak. Aciz varlıklarız vesselam!
Güzel bir çalışma olmuş, benim de ilgi alanım 🙂
Insanın DNA haritasının çözülmesine açıkcası izin verilmiyor. Bunların en güzel örnegi IZLANDA. Burada coğu ailelerinin soy ağacı bulunuyor ve DNA şifrelerinin çözülmesine yardımci olacağını düşünüyorlar ancak Izlanda Hükümeti bilim adamlarına bu araştırma hakkını vermiyor… Etik olarak doğru olmadığı düşünülüyor…
DNA calismalari hakkinda daha fazla bilgi edinmek icin bu belgeseli tavsiye ediyorum…
http://www.pbs.org/wgbh/nova/genome/program.html
Yalnız Türkiye’deki bankanın amacı; Sanık ya da mağdurdan alınan DNA örnekleri bu bankada saklanacak. Herhangi bir olayda elde edilen veriler, parmak izinde olduğu gibi arşivdeki bilgilerle kıyaslanacak.
http://www.samanyoluhaber.com/haber-29620.html
Enes hiç sanmıyorum. Detaylı kaynak henüz bulamadım. Ancak bizim kadar hevesli bir topluluk bulmuşken önce zapt-u rapt altına almak istemeleri normal. Böylece bir Türk vatandaşı Avrupa’da bir suç mahallinde bulunmuş bile olsa düşen bir saç telinden içtiği bir su için bardağından alınan tükürükle yakalanabilecek. Sonra becerebilirse masum olduğunu ispatlasın.
Ahmet Alp, evet her şeytakip ediliyor. Ama bari itiraz hakkımızı kullanalım değil mi? Sonuçta devletler de toplumlar da bireylerden oluşur. Benim çocukluğumda herkes yere tükürürdü, şimdi ise bu hepimize iğrenç geliyor. Toplumlar ilerler ve öğrenir. Biz de bunun için çalışıyoruz. Nereden sonrasının sınır ihlali olduğunu anlatıyoruz.
Ahmet İzlanda örneği çok güzel. Kaliteli yöneticileri varmış. Tebrik ediyorum.
Erkan İngiltere şurada kaç yıl önce sadece mahkumlar için DNA parmakizi istedi. Şimdi ise ileride suça meyili olabilecek çocukların okulları tarafından fişlenmesini talep etti ve tüm vatandaşlarının DNA bankasına alınması gerektiğini savunuyor. İngiltere bu kararlarıyla hiç bir şekilde bireysel özgürlüğü koruyan bir ülke değil. Bir vatandaşın dünya üzerinde en çok izlendiği gözetlendiği hatta çöplerinin bile RF id çiplerle takip edildiği büyük bir Prison Break dizisi 🙂 Bizde de aynı yolun adım adım geleceği ortada.
Belki iyi belki kötü bir adım olacak ama sonuçta uygulamaya konulmaya hazır ve çalışmalar sürüyor.
Suçluların yakalanmasında büyük faydası olacak şüphesiz ama daha farklı amaçlar için kullanılır mı bu kısmı hiç düşünmedim doğrusu
Dünyaya DNA veribankasını dayatan ve her vatandaşını baskı altına almak isteyen İngiltere’nin son denemesi: Her çeşit iletişimi resmen dinlemek için GCHQ adlı sistemi kurmak.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10043575.asp?gid=229&sz=43965
AB uyum yasaları, Tanrı emri değildir. Her ülke vatandaşı, hatta İngiliz vatandaşlarının muhalif olduğu uygulamalar araştırmadan uygulanmamalıdır.
Yine İngiltere yine DNA! İnanılmaz bir yayın içindeler bu ara. İşte şimdi ki haber
“Yakında soyad yerine DNA parmakizi kullanabiliriz” Haber aşağıda:
DNA fingerprinting could reveal your surname
http://news.yahoo.com/s/nm/20081008/sc_nm/us_science_surnames;_ylt=AkF1Ve9vnXOFBo6LSDGDxFus0NUE
Baktımda Kıyamet tellalımız eksik kalmış 😛
Ben en çok Hadislerde geçen Müslümanla Müslüman olmayanı ayırma özelliğine sahip Dabbe’tül Arz ( bazıları Dabbe tül bazıları da Dabbet ul diye yazmışlar doğrusunu bilmiyorum idare ediverin ) denen hayvanı ve yerin hazinelerini çıkarma özelliği olan ve kendinin yaratıcı olduğunu iddia edecek Deccal denen tek gözü kör kıcvırcık saçlı insanı merak ediyorum. DNA araştırmaları bu kadar gözde olmuşken bu özel canlıların ilerde çıkacağını düşünüyorum. – ki kıyamet alametlerinin bir çoğunun kopan bir tesbihin taneleri gibi ard arda çıkmaya başladığını göz önünde bulundurursak –
Ayrıca bu güzel yazı için teşekkür ederim. İnşaallah yazıda bahsedildiği gibi saçının teli gözüktü diye kızlarını vuranlar da bir yerlerden internete girerek bu yazıyı okurlar.
Bir olayın içinde İngiltere varsa durup bir kez daha düşünmek gerek. Şu an ülkemizde doğa harikası bir çok yerleşim yerine onbinlerce İngiliz’in mülkiyet sahibi olarak yerleştiğini, çocuklarını türk okullarına gönderdiği gerçeği ile sizin bahsettiğiniz veri tabanı oluşturulması bir arada düşünüldüğünde, bir çok şey akla geliyor.
Sömürgeci ve duygusuzlukları ile ünlü ingilizler ne yapmayı planlıyorlar bilmiyorum ama, onlardan çok da insani şeyler bekleme iyimserliğini gösteremeyeceğim. Komplo teorileri gibi gözüksede, bu veri tabanına dair kaygılarda mantıksallık olmadığını kimse iddia edemez.
gene güzel bir yazıydı. teşekkürler.