Barbie Giydirme Oyunları, Hürrüyet, Sivas Kangalı, Tekken ve Bakanlıklar

Çok faydalı bir araştırma olmuş. Hürriyet Gazetesini bırakalım halkımız yine Hürrüyet olarak istesin bakkaldan ve Serpil Çakmaklı’yı da meraklısı araştırsın… Fakat şu kavga dövüş içeren oyunlara ne demeli? Bütün dünyayı saran bu teknolojik barbarlığın da zamanla azalmasını, gencecik insanların beynini şiddetten uzak tutmasını temenni ediyorum…
İnternetin yaygınlaşmaya başladığı ilk yıllarda da bir pornografi çılgınlığıdır gidiyordu. Zamanla insanlar, çıplakların resimlerine istedikleri anda bakabiliyor olmaktan sıkılmaya başladılar ve bu eğilim gittikçe azaldı… Umarım şiddet içeren bilgisayar oyunları da gittikçe azalan bir ilgiyle olması gerektiği seviyede merak uyandırır. Yeri gelmişken, internet kafe adı altında işletilen yerlerde “İnternet bağlantısı sağlama hizmeti”nden çok, çocuklara bilgisayarlarda saat başına para ödeterek serbestçe bu tür oyunlar oynatılmasının önüne geçilmesi gerektiğini de önemle hatırlatırım…
Bakınız yine arama sonuçları içindeki Cenk Akyol kardeşimiz spora yönelerek nasıl dünyaca tanınan bir basketbolcu olmuş değil mi? Hatta bununla da kalmayıp bir nevi milli gururumuz olmuş.
Böyle güzel şeylerle uğraşıp başarılar elde etmeye çalışmak yerine, gerçeğinin korkunçluğu yetmiyormuş gibi bilgisayarlar içinde sanal savaşlar yaşayarak, minicik beyinler niye şiddet yüklü şeylere alışsın ki?

Selam;

Siteni büyük bir keyifle takip ediyorum. 600 küsur listeli RSS listemin bir kaç (12) güzide başlığı arasındasın. Lakin RSS programından değil de sitene gelip okumaya kalkınca, yazılarını reklamların arasında bulmakta çok zorlanıyorum.

Neresi başlık, neresi reklam, neresi yazı, neresi kim, biraz karışık.

Hani bir okurun olarak düşüncemi dile getireyim dedim.

ve :

Sondan bir önceki paragrafta geçen /Bakanlıklar’da öyle/ ifadesi “bakanlaklar da” olarak yazılmalıydı. Zira ;
– “Bakanlıklar” tüm bakanlıkları kapsadığı iin özel isim değildir
– “da” takısı “dahi” anlamında kullanıldığı için zaten ayrı yazılır , “bakanlıklar” özel isim olsaydı bile ‘ işaretine gerek yoktu.

Sevgiler…

@semazem reklamlar konusunda aldatıcı olmaya çalışmıyorum. Ancak bu siteye oldukça ziyaretçi geliyor ve fotoğrafları sitenin kendi hostinginde (web barındırma) tuttuğum için çok ciddi trafiğe sebep oluyor. Bu da maddi olarak kendi giderini karşılayan bir site gereksinimini ortaya çıkarıyor.

Yurtdışında bu kadar okunan bir blogun yazarı başka iş yapmadan gezip araştırıp sitesine odaklanabiliyor reklam gelirleriyle. Bizde ise reklam henüz anlaşılabilmiş değil. Google Türkiye’nin yapacağı güzel çalışmalarla tıklama oranlarının getirisinin artacağını umuyorum. Ancak reklam yerleşimlerini belirginleştirmek için biraz daha emek harcayacağım.
Not: İmla hatamı düzelttim. Teşekkür ederim.

@ONALTIKIRKALTI sözlerinize aynen katılıyorum. Çocuk beyninin loblarının, kitap okumakla, bedensel aktivitelerle, resim yapmakla, müzikle, kısacası sanal değil, gerçek hayatla beslenmesi lazım. Sanal hayat, bir çocuk için bir günde 1 – 2 saati aşmamalı. Ancak şu an için yetişkinler “harika bir çocuk bakıcı” olarak kullanıyorlar bilgisayarı. Bu kurtlarla dolu bir dağa bir kuzu bırakmak gibi.

“Google’da en çok aranan”
Yanlışınız var. O kelimeler Google’da en çok aranan kelimeler değil. O kelimeler geçen aylara göre aramalarda farklılık gösteren kelimelerdir.
Aldığınız sayfanın en altında * koyup açıklama yapmışlar.

İlk önce Tekken hakkında konuşacağım.

“Bir bilgisayar oyununun bu denli aranması enteresan değil mi?”
Değil, nedeni ise ekonomi. Çünkü yabancıların (buradaki genelleme ekonomik durumu bizden daha iyi olanları kapsamaktadır, genelleme yapmanın zorlukları 🙂 ) alım güçleri daha fazladır. Oyun konsollarını ve orijinal DVD lerini çıkar çıkmaz alabilmektedirler. Bizler ise oyun konsolunu alsak paramız, oyuna yetmez veya tam tersi. (Konuyla pek ilgisi olmayanlar için, bu aramaların sebebini şöyle özetleyebilirim: bir konsol oyunu olan Tekken’ in bilgisayarda oynanabilip oynanmadığının merakı )

Ayrıca fikrimi kanıtlamak için bu adres yeterli sanırım:
http://www.google.com/trends?q=tekken&ctab=0&hl=en

“Tekken temelde Uzakdoğu dövüşleriyle turnuva yapılmasına dayanıyor.”
Sadece Uzakdoğu değil, dünyanın değişik yörelerine ait dövüş sanatlarıyla yapılıyor.

“http://en.wikipedia.org/wiki/Tekken adresinde açıklaması var.” Buradaki açıklamalar sadece birinci oyun için olanlar. Burada bahsedilen ise Tekken oyunlarının geneli olduğu için adres olarak http://en.wikipedia.org/wiki/Tekken_%28series%29 verilmeliydi.

“http://www.tekkenzaibatsu.com/tekken/ ise anasayfası” Oyunun resmi sitesi bu değil, http://www.tekken-official.jp/ dir.

ONAL TIKIRKALTI’ nın şiddet içeren oyunların ve pornografik içeriğin gençler üzerindeki olumsuz etkileri konusundaki fikirlerine ise katılmıyorum. (En azından, bu şekilde.)

(kendime not, araştır: doğrusu Uzakdoğu mu uzakdoğu mu?)

Sevgili Anıl kardeşim,anlam olarak “Oyunu incelemek için meraktan değil de oyun konsollarında çalışan bu oyun bilgisayarda da oynanabiliyor mu diye araştırılıyormuş, onun için en çok aranan kelime olmuş…” manasında güzel bir bilgi vermiş.

Evet madem bir şeyi masaya yatırıp inceliyoruz o zaman akla gelebilecek tüm soruları ve nedenleri de gözden geçirmek lazım…

ikinci olarak da bir şey daha söylemek istiyorum.
Lütfen yorumumda kullandığım kelimelere ve içerdiği anlama daha dikkatli bakın, ben “gencecik insanların beynini şiddetten uzak tutmasını temenni ediyorum…” demişim, “…..bilgisayarlar içinde sanal savaşlar yaşayarak, minicik beyinler niye şiddet yüklü şeylere alışsın ki?” demişim.

Konuyla ilgili yazdığım yorumda Anıl kardeşimin bahsettiği
“…. pornografik içeriğin gençler üzerindeki olumsuz etkileri konusundaki fikirlerim” neymiş ben de çok merak ettim çünkü bu yazıda öyle bir konuya hiç girmedim.

Ben pornografi konusunu bir benzetme yaparak şöyle demişim;
“İnternetin yaygınlaşmaya başladığı ilk yıllarda da bir pornografi çılgınlığıdır gidiyordu. Zamanla insanlar, çıplakların resimlerine istedikleri anda bakabiliyor olmaktan sıkılmaya başladılar ve bu eğilim gittikçe azaldı… Umarım şiddet içeren bilgisayar oyunları da gittikçe azalan bir ilgiyle olması gerektiği seviyede merak uyandırır.”

Yani buradan, pornografi zararlıdır, gençler üzerinde kötü etkisi vardır demişim gibi bir manayı nasıl çıkarabiliyorsunuz anlayamadım.

Her şey kararında, zamanında ve yerinde olursa güzeldir. Zaten, ben o cümlenin sonunda dikkat ederseniz “….olması gerektiği seviye….” gibi bir derecelendirmede bulunmuşum.

Olması gerektiği seviye de sanırım herkesin kabul edebileceği “bu tip konularda psikolojik olarak normalin dışında hareketler sergilenmesi ve zihinsel faliyetlerin tek bir konu üzerinde olması gerekenden fazla durarak takıntı yapılması” durumuna gelmemeyi işaret eden bir çizgi.

Tabii ki herkes farklı düşünecek, değişik fikirlere sahip olacak, yazdıklarımıza, söylediklerimize karşıt şeyler olacak ama söylemediğim bir şey için eleştirilmek de pek hoş değil.

Yoksa bu kadar şey yazarak burada yorum kirliliği yaratmak istemiyorum.

Fikirsel kardeşimize gelince:
Bir önceki aya göre aramalarda popülaritesi artan kelimeler yine aynı şekilde en çok aranan kelimeler anlamına gelmiyor mu? Tabii ki 1 milyon kez sorgusu yapılmış “a” kelimesi ile geçen ay 20 bin kez sorulmuşsa bu ay 40 bin kez sorulunca popülaritesi artmış olan “b” kelimesi arasında teknik olarak bir fark var ama bu konuda bahsedilen şey insanların en çok neyi merak ettikleri manasında olunca bu kelimelerin konu içinde bahsedildiği gibi algılanmasında bir sorun görmüyorum…

Bir de eklemeden edemeyeceğim bir şey daha var. Kendisini netten tanıyıp yazılarını severek okuduğum kardeşim Semazem’in konuyla hiç ilgisi olmayan (sadece tashihlerle ilgili) yorum bırakmasını da doğru bulmuyorum…

Semazem kardeşimiz bir blog yazarı olarak hangi durumlarda, hangi saatlerde, ne koşullarda bloglarımıza yazı girmeye çalıştığımızı kendisi de iyi bilir.

Sadece bir iki harfin yanlış olmasını büyük bir ciddiyetle yorum bölümüne yazmak yerine yazılardan sorumlu olan kişiye özel bir mail atsaydı sanırım çok daha şık olurdu… Kızmaca darılmaca yok, hangimizin bloğunda yanlış yok ki? O kadar olacak artık… (kötü niyetle yapılmadığını da biliyorum çünkü bir yandan da yorumun başına büyük bir keyifle takip ediyorum yazılmış)

Kimseyi kırmak üzmek istemiyorum. Eğer yorumlarda gereksiz yere sert bir üsluba rastladığınıza inanıyorsanız amacım bu değil, böyle anlaşılıyorsa şimdiden de özür dilerim.

Dostça, kardeşçe, elele, güzel içerikleri olan bilgi ve kültür alanları yaratmak için daha dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Sizin sitenizde neden oyunlar yok? Ama olsaydı gerçi çok beğenirdim ve bu siteniz çok güzel ve çok beğeniyorum teşekkür ederim.

Çok güzel.