Avatar, derken şu Cameron’un mavi kuyruklu Navilerini değil, çizgi film anime sanatının doruklarında gezen “Avatar, The Last Airbender” için yazıyorum. Bu sefer doğrudan konuya değil, çizgi filmin örgüsünü oluşturan alt kültüre ve kullanılan enerji çalışmalarının gerçek dünya ile paralelliğine giriş yapacağız. Dolayısıyla makale, filmi değil, çizgi filmi izleyenlere yöneliktir.
Ana görsel: Spacecoyote
Öncelikle temel kavramlara bakalım. Dünya dört elementten oluşmuştur. Hava, Toprak, Ateş ve Su. Bu çoğu kişinin sandığı gibi bir uzakdoğu felsefesi değil. Daha çok Ortaçağ temelli bir düşünce ama ondan öncesinde de bu elementlere göndermeler yapılmış. Ne tuhaftır ki Çin bu 4 lüye tahtayı da ekler.
BÜKME OLAYLARI
Çizgi filmi izleyenler biliyor. İnsanlar ateş, hava toprak ve suyu beyin güçleri ile falan bükmüyorlar. (Telekinezi değil) Aksine bilekleri bağlandığında bükme hareketlerini yapamıyorlar. Bu bükme hareketlerini yaparlarken belli hareket dizilimlerini takip ediyorlar. Peki bu dünyada hangi gerçekliğe paralel gidiyor?
TAİ CHİ CHUAN
Özellikle 1. Sezon 9. Bölümde (The Waterbending Scroll) Katara Su Bükme Scroll’u denilen tomarı ilk gördüğünde çok heyecanlanmştı. Bu hareketlere yakından bakacak olursak görürüz ki gerek dizilimleri gerek bütünlükleri açısından Tai Chi Chuan hareketleridir.
İşte karşılaştırma için iki görüntüyü ele alalım. Not: Çizgi filmdeki su bükme hareketlerinden yola çıkarak diğer bükmeleri de hazırlayan Jeffrey’e teşekkürler (http://jeffrey-scott.deviantart.com/)
Aşağıda da Tai Chi Chuan resmi 24 hareketten oluşan serisi:
Görüldüğü üzere Avatar yaratıcı ekibi bu kadim sanata gönderme yapıyor. Peki neden Tai Chi Chuan? Neden herhangi bir Wu Shu ekolü değil? (Ülkemizde Kung Fu dense de Wu Shu doğrusu) Diğer sanatlarda hareketlerin sürekliliği Tai Chi Chuan düzeyinde değildir. Birbirini takip eden adımlar kesmeler, sıçramalar, taklalar blok hareketleri vardır. Ben klasik savaş sanatları eğitimiyle başladıktan sonra Tai Chi Chuan hareket tarzını anlamakda oldukça zorlandım. Bitip tükenmeyen bir eğriyi çekiştirmek gibiydi. Halen bir öğrenciyim. Ama teorik kısmı oldukça çok okudum. Bu bana Chi (Çince Çi, Japonca Ki denir) hayati bir enerjiyi tanıttı. Tüm evreni saran olağan göze görünmeyen iplikçikler diyebileceğimiz bir enerji. Bu haliyle fizikçilerin atomaltıparçacıkları ve string teorileri ile bağlantılar kurmaya kalkıyorum. Ama bir bilimadamı da değilim. 🙂
Anladığım gördüğüm tüm evrendeki enerjinin hem kümesel hem parçacık hareketi şeklinde olmasının bize bir elektronu aslında dönen bir enerji halkası olarak görmeyi de mümkün kıldığı. Böyle baktığınızda hareket eden bir Tai Chi ustası bu akan enerjiyi göbek noktasına yakın hayati noktasında toplar ve elleri, ayakları ile istediği gibi içinden akıtır. Evreni kaplayan bu enerji, hem nesneleri ile hem rakipleri ile bağıdır. Bu şekilde bakılınca bir düşman kavramı bulmak zorlaşıyor.
YILDIRIMI BİR PARMAĞINDAN ALIP MİDENDEN GEÇİRİP ÖTEKİ PARMAĞINDAN ÇIKARMAK
Bu usta tekniği Zuko’nun amcası bulmuştu. Subükücülerin tekniklerini ateşbükmeye uygulamıştı. Bunun aynı zamanda bir chi yönlendirme tekniği olduğunu, Tai Chi ve Pa Qua tekniği çalışan ustalar biliyorlar. Bu yöntemlerle zorlu darbelere karşı dayanıklılık kazanıyorlar ya da iyileşme süreçlerini hızlandırıyorlar.
AVATAR KAVRAMI VE DALAİ LAMA
Avatar temsilci. Yüksek bir ruhun insanlığa destek olmak için insan bedeninde bedenlenmesi olarak görülüyor Hint mitolojisinde. Dini anlamları da var. İnsan olarak doğan bu ruh aydınlanma, Satori sonrasında hakiki benliğine ve her şeyle birliğe ulaşır. Dünya insanı için yaşantıya dayalı olan, felsefe denemeyecek köklü bir bilinç değişimini taşır. Bu öğreti Budizm felsefesine de Gautama Buddha kavramı ile taşınır. Ancak Budizm’in Tibet’te anlaşıldığı hal ile Hindistan ve Çin’de anlaşılması aynı değildir. Tibet köklü geçmişe olan bağla daha mistik dah ezoterik ve pratik bir yön tutarken diğer uzakdoğu ülkelerinde daha biçimsel hale gelmiştir.
Filmin açıkça beslendiği en önemli konu olan Avatar’ın tekrar tekrar doğuşu ve ortak geçmiş kültürü aslında yıllar önce yayınlanan 3. Göz kitabına, Lobsang Rampha’ya uzanır. (Bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Lobsang_Rampa) Kitabında 14. Dalai Lama‘yı anlatırken, daha çocukken önüne konulan binlerce nesne arasından eski hayatındaki eşyalarını tanıdığını anlatır. Ruhgöçü bilinen anlamı ile bana pek yakın gelmiyor. Ama kültürü anlatmaya çalışıyorum. Dalai Lama bir ruhun defalarca dünyaya gelmesini ve bilgeliğiyle çalışmasını anlatır. Her seferinde doğumla unutacak uzman kişiler tarafından bulunacak kendisinin kim olduğu açıklanacak sıkı bir eğitimden geçip ruhani liderliğini kazanacaktır. 14. Dalai Lama zamanla bir özgürlük savaşçısı gibi ünlendi. Ve Hollywood’da da pek çok yıldızın desteğini aldı. Mesele neydi?
14. Kutsal Dalai Lama, 6 Temmuz 1935’de kuzeydoğu Tibet’de dünyaya gelmiş, uzun aramalar sonucunda iki yaşındayken gösterdiği mucizelerle 13. Kutsal Dalai Lama’nın reenkarnasyonu olarak tanınmıştır. Ekim 1939’da Tibetin kutsal şehri Lhasa’ya yerleşmiştir.
1949’da yeni kurulan komunist Çin hükümeti Tibet’i işgal etmeye başlayınca genç yaşına rağmen ulusal kabine başkanlığı görevini de üstlenmek durumunda kalan Kutsal Dalai Lama dokuz yıl boyunca Çinli işgalcilere karşı barışçıl, şiddet karşıtı bir politika izlemiş, fakat Çin hükümeti giderek artan bir şiddetle kendilerine direnen savunmasız onbinlerce Tibet’liyi katletmiştir. Çinlilerin kutsal şehir Lhasa’yı kuşatmaya almaya başlamasıyla, Hindistan başbakanı Nehru’nun daveti üzerine Kutsal Dalai Lama barışçıl mücadeleyi sürdürmek üzere himalayaları aşarak 31 mart 1959’da Hindistan’a geçiş yapmıştır. Vikipedi: Dalay Lama Maddesi
Peki Dalai Lama ve Avatar filminin benzerlikleri neler?
- İkisi de geçmiş hayatlara sahiptir.
- İkisinin de gerçek kimliğini tespit etmek için çalışılmış ve sonra kimlikleri açıklanmıştır.
- Meditasyon kültürleri aynıdır.
- Canlılara zarar vermek istemezler.
- İkisi de vejeteryandır. Et yemezler.
- İkisinin de ülkeleri işgal edilmiş demir tekerleklerle ateşle yok edilmiştir. Tibet’in işgali diye aramanız konu benzerliğini anlamaya yeter. Her iki öyküde de işgalci güç Çin ve Ateş Ülkesi kırmızı bayrak sert bir hükümdarlık ve yayılmacı bir politika izler. Bu gençlik yıllarında işgalle karşılaşan Dalai Lama ile aynılığa bir gönderme yapar.
- Tibet de Hava Bükücülerin evleri de dağların tepesindedir.
- Tibet’teki çocukların dev uçurtmalara bağlanıp uçurulması eski bir Tibet geleneğidir. Bu 3. göz kitabında da anlatılmıştır.
- Dalai Lama’nın ruhsal dünya ve maddesel dünya arasında köprü olarak düşünülmesi ile Avatar’ın dizideki rolü aynıdır.
- Her ikisi de saçlarını kazıtan rahipliği ve turuncu ruhsal saflığı temsil eden giysileri tercih ederler.
5. ELEMENT FİLMİ VE AVATAR
Görsel: http://www.ervinelin.com/?p=542
Bunu uzun uzun anlatacak değilim. Gerek orijinal filmi, gerek GORA’yı izleyen Türk izleyici zaten 4 element ve ortada duran kadının, 5. elementi oluşturmasını hayli hayli hatırlıyor. 🙂 Bu göndermeyi görmemek zor. Avatar burada onları bağlayan bir element değil. Tümü üzerinde hakimiyet kuran insanı temsil ediyor.
İnsan varlığı ile bu dört enerji formunun can verdiği bir yapı.
PEKİN, TOPRAK KRALLIĞI’NA NE KADAR BENZİYOR?
Gerçekten de çoğu izleyici bu benzerliği fark etmiştir. Çin Seddi’ne benzer şekilde uzun ve çok aşırı yüksek duvarlardan oluşan kalkan arkasındaki dış dünyadan soyutlanan kent ve tüm dış dünyanın bilgisinden yoksun kalan İmparator. Üstelik İmparator’un yüzü ile son Çin İmparatoru’nun yüzü ve hayatı öylesine benzerdir ki. (Meraklısına not: Son İmparator / Last Emperor filmini izlemediyseniz bulup izleyin)
Dışara savaşan dünya varken Çin adım adım geleneklerinden sıyrılmış ve yeni bir yönetime geçmiştir. Şaşılacak şekilde Avatar çizgi filminde olan kentin ve toplumun halkaları devlet memurlarının tavırları ve İmparator Sarayı (Yasak Şehir) gerçekle örtüşür. Hatta isme bir bakın Pekin yani Bei Jing Avatar da Ba Sing Se.
GÜNEŞ DANSÇILARI VE ORTA AMERİKA KÜLTÜRLERİ, AZTEKLER, MAYALAR, INKALAR
Ehm. Bu basit bir bağlantı. Maya piramitleri ve güneşe tapan kültürleri ile ateş halkının ateş bükme becerisini 3. sezonda gördük. Ejderha kültürü ise bu Orta Amerika kültürlerinde Çün’deki gibi değil. Daha ölümcül bir dünya dışı yılan formunda.
MEKANİK BULUŞLAR VE ENDÜSTRİ ÇAĞI
Su bükücülerin havadan yağan kirli karı gördüklerinde uzaktan gelen buharlı gemileriyle Ateş Halkı’nı tanıması gibi endüstri devriminin başlangıcı da, vahşiydi. Savaşlar kapitalizmin darboğazları, savaş makinelerine yapılan yatırım kendi ülkelerini bile yok etme pahasına yapılan yayılmacı politika, sömürgeler (resmi adıyla koloniler), diğer uluslara teknolojik üstünlüklerini verme bahanesiyle işgaller, okullarda militarist eğitim ve doğayla içiçe yaşayan teknoloji geri ülkelerin yaşadığı iç savaşlar, terör, güvenlik sorunları tümünü öyküde bulabiliyorsunuz. Bu haliyle 1800 – 1900 yılları arasındaki zaman kuşağına çok çok benziyor.
Hatta uçanbalonların geliştirilmesi ve geliştiren kişinin Avrupai siması bile çok tanıdık.
ÇAYDAN BÜYÜK KEYİF VAR MI BU DÜNYADA?
Avatar’ı izleyip de Zuko’nun amcası İroh’a hayran olmayan var mıdır? 🙂 Olgun karakteri sırlar barındıran bilgeliği ve her an hayattan zevk almaya çalışan haliyle uzakdoğunun gülen Buda’larını hatırlatır. Uzun süre savaştıktan sonra oğlunu kaybetmiş ve bu sarsıcı olayla birlikte savaşmayı bırakıp olgunlaşmıştır. Aslında son derece güçlü bir savaşçıdır. Ama yeğenine sade bir hayatın barışın ve gündelik dünyanın güzelliğini öğretebilmek için yıllarını harcayacak birçok badireden geçeceklerdir. Bu eksende dizide çokça yer alan Yasemin çayı Çin kültüründe ayrı bir yer tutar. Tadını beğendiğim özel bir çaydır.
Japon kültüründe ise çay töreni ve meditasyon başlıbaşına bir disiplindir. Bir çay ustasına, kılıç ustası gibi saygı gösterilir. Eh hayatı doğrudan yaşamak anlamında dizinin verdiği en güzel mesajlardan birisi bu herhalde. Hem de ben mesaj veriyorum sıkıcılığına girmeden eğlenceli üslubuyla.
ÇAKRALAR
İnsanın enerji bedeninde üstüste dizili olan 7 büyük çok sayıda küçük dönen bir çark gibi enerji giriş çıkışını anlatan kadim bir kelime. Yoga bilimini sadece bedensel gevşeme hareketleri olarak değil gerçek anlamıyla araştıran öğrenen insanlar için insanın enerji bedeni bir ütopya değildir. Kirlian fotoğrafçılığı ile belli bir düzlemde görünür kılınan enerji dünyasının bir bölümüdür. (Temsili resimler) Avatar olma aşamasında genç Aang bulduğu guru (ruhsal öğretmen) ile çakralarını açmaya çalışmaktadır.
Okuyucuya uyarı: Bu işi para ile yapacağını iddia eden Hindistan’dan kalkıp gelip kafanıza elinizi koyun çakranızı açıyoruz diyenlere prim vermeyin. Çizgi filmde bile bu çakraların ait olduğu duygu aileleri ve bunlarda tıkanıklık yapan karşıt duygu alanları anlatılırken benzerliği bizzat yaşayarak görmek abes olur. Ancak çizgi filmdeki çakra bilgisi ile Yoga’da anlatılan uzakdoğu çakra bilgisi aynıdır. Dizide çakraları anlatan diyalogları şuradan okuyabilirsiniz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=13446451
Çakralarla ilgili ayrıntılı bilgi için bir Wikipedia maddesi de önerilebilir: http://en.wikipedia.org/wiki/Chakra
AVATAR KYOSHI’NIN ADASINI ANA KARADAN AYIRMASI
Bizim dünyamızda Okinawa adası Japonya’da Karate do savaş sanatının doğduğu özel bir ada. Bulunan teknikler kadar halkı da özel. Dizide yüzlerindeki geyşa makyaşını andıran makyaj ve Samurai zırhları ile yelpaze tekniği üzerine kurulu teknikleri ile kadın savaşçılar Kyoshi savaşçıları adıyla anılıyor. Ve Avatar Kyoshi anakaradan gelen istila tehlikesi nedeniyle adayı magma katmanına kadar kırarak anakaradan ayırıyor. Bugünkü Japonya ve Çin arasındaki tarihi anlaşmazlıklar ve adalar devleti Japonya hikayenin temelini ortaya koyuyor. Sonrasında ise 2. Dünya savaşında inanılmaz kanlı bir savaşın ABD ve Japonya arasında yaşandığı ve bir çok ABD askerinin savaş suçu işlediği bir yer olarak biliniyor. Okinawa adasını incelemek için tıklayın. Ekşisözlük’te de oldukça detaylı ve ilginç yorumlar var: http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=okinawa
Filmden sevdiğim bir bilgiyle bitiriyorum. “Ay, su bükücülerin ilk öğretmeniydi, gel-git hareketleri ile. Ejderhalar ateş halkının, toprak köstebekleri, toprakbükücülerin ve hava bizonları da havabükücülerinin…”
NOT: FİLMİ ÇEKİLDİ GÜZEL Mİ?
Doğrusu çizgi filmin doğallığını ve espritüel yaklaşımını yansıtmadığını söylüyor dizi hayranları güçlü bir hayalkırıklığı var. Aşağıda kendi filmlerini izleyen kahramanların tepkileri 🙂
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Çizgi filmin hayranıyım. Hala daha eski bölümlerini (eşimin gülümsemeleri eşliğinde) seyrediyorum. Milyon dolarlık filmlerde görülemeyecek kadar keyif verici, öğretici ve hatta bazen de sarsıcı, bence bütün çocuklara seyrettirilmeli.
Filmin fragmanı, çizgi diziye göre çok karanlık geldi bana. Seyreder miyim? Fragman hayal kırıklığını işaret ediyor olsa da heralde, galuba, sanırsam seyrederim. Keşke filmi 3d animasyon veya anime olsaydı.
Çizgi dizinin kendisi bana gerçekliğin kaldıramayacağı kadar gerçek bir şey geliyor.
Animesini dört kere izlemiş birisiyim. Doğal olarak filminden beklentim normalden fazlaydı. Bu yüzden veya değil, filmi başarısız buldum.
Animesini büyük keyifle izledim ama filmi henüz izleyemedim. Açıkçası çok beklenti içine girmek istemiyorum. Çünkü yine beğenerek izlediğim Dragon Ball animesinin filmini izledikten sonra açıkçası şunu anladım. Animelerdeki keyfi sinema filmlerinden alamıyorum..
Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Blog yazarlığınız çok şahane. uzun yazmak marifet isteyen bir iştir üstelik uzun yazılarınızı tek solukta okutturabiliyor olmanız takdir edilesi bir durum…
Bu yazıyı yazmak oldukça vaktinizi almıştır. Bizi bu konuda bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.
Ben Her Zaman Cizqi FiLmLerin Sinemaya ÇevriLmesi Taraftariyim Bi VoLtran Eksik Ah Bide Oda CevriLse Süper OLucak 🙂
avatar süper bişey ya herkese tavsiye ederim
Oglumun sayesinde avatar in butun bolumlerini ezberledik desem yanlıs olmaz.Ne zaman bilgisayarin basina gecsem yanima gelir baba avatar i acsana der. E bizde mecburen acariz.
Hocam emeginize saglik
Ben kucuk oldugum halde filmi sevdim :D.Hatta anneme yalvariyordum beni gotur diye:))))).Duzeltme:Filmi Sevmedim (BAYILDIM!)
Yazı güzel ama; daha ilk cümledeki “””çizgi film anime sanatının doruklarında gezen “Avatar, The Last Airbender” için””” kısmında düzeltme yapılması gerekmekte…
Avatar kesinlikle anime değildir. :=)
Az önce yaptığım yorumda anime olup olmaması üzerine odaklı gibi olsa da, ikinci bir yorum ile ilk 3 kelimeden oluşan “yazı güzel ama” kısmını açma ihtiyacı duydum..
Yazı öyle alalade bir kelime ile “güzel” felan değil. Basbayağı harikulade canım… 😀
çizgi filmi degilde filmini izledim çok güzeldi
Kesinlikle eşine rastlanmayacak nadir çizgi dizilerden biridir. Uzun bir süre izlememiştim cnbc-e’de yayınlandığı sırada, daha sonrasında birkaç bölümünü yarım yamalak izlediğimde izlemeye değer diye düşünüp orjinal dilde altyazılı olarak indirmiştim…
Benim kanımca çizgi dizideki anektodlar şunlar;
Fazlasıyla sürükleyici
Maceranın içine bazen komedininde nüfus ettiği
Her zaman bir beklenti içinde bırakılma
Bunun dışında son bölüm savaşı beklentisi
Özellik merakı ve sınırları (Toprak bükmeden demir bükme ya da su bükmeden kan bükme gibi…)
Avatar ruhunun şan’ı ve Avatar halindeyken ölebilme heyecanı.
İyiliklerden kötülük, kötülüklerden iyilik çıkması. (Uncle Iroh, Mai, Prince Zuko ve Hama)
Bütün karakterler ve macera o kadar uyumlu olmuş ki, bu denli bir macerayı izlemek bir roman tadı veriyor… Fakat filmi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. imdb puanına bakarsak; http://www.imdb.com/title/tt0938283/ bu bana haklı olduğumu kanıtlıyor. Bunun en büyük sebebi aslında konunun fazla sıkışıtılması ki esasında film çizgi dizinin 1 cildini veriyor… Komedi ve öğretici şeylerin çoğu kaldırılmış; sanki sadece bu çizgi diziyinin hayran kitlesine yönelik yapılmış film… Nasıl olsa biliyorsunuz oralarını der gibi… Ayrıca mimik eksiklikleri ve kötü efektler de cabası…
avatarı kimse benim kadar sevemez:P BURDAKİ YAZILARIN HEPSİNİ Okuyup su toprak ve ateşi büktüm şimdi okuladi çocuklar bana bulaşırsa hepsini topraktan bir küreye hapsetçem ama özür dilerseler çıkartırm 🙂 😀
ben avatar 1yaşımdan beri biliyorurm avatarı çok seviyorum avatar anng avatar kora hepsini izledim bütün filimlerini çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkseviyorum avatar hakında her şeyi seviyorum
avatar kiyoshi ve yangchenk i u hava dırkimse benim kadar çok sevemez fovori bükme s
avatar aang ölmesi kötü olmuş bence toph sokka zuko ve tabi batı ejderi
Film ini izlemeye deymez ıroh amca şakacı çayı seven göbekli ve bilge bir karekterdi filmde kullandıkları adam ıroh u canlandırmayı becerememiş bve bu arada avatar legend of korra yı izleyin ve kesinlikle 2.sezon 7. 8. Bölümleri kaçırmayın ilk avatarın nasıl oldugunu anlatıyor güzel yazmışsın kardesim helal vaktini ayırmıssın
bende avatar 0lmak isterdim
avatara bayılıyorum.küçüklüğümden beri hep izliyorum.8 aştı izlemem.her izleyişimde keyif alıyorum.avatar hiç bir zaman başka bir çizgi filmin yerini alamaz benim için.yılllardır çok izledim ama bilmiyorum nedense beni hiç sıkmadı. benim yanımda izlerken uyumadan duramıyorlar.kimse benim adar sevmiyor avatarı. herkes ”yeter artık hiç sıkmadı mı? ben çok sıkıldım.beni artık avatar sıktı” diyorlar. ama ben aldırmıyorum.ben hayatımı adamışım buna.bazen izlerken bunu düşünüyorum ” acaba bu hikayeyi nasıl yapmışlar ben 50 yıl düşünsem aklıma gelmezdi.”
hem ben ingilizlerin filmlerini izlemem aksine ”türkler neden yapamıyor bizde yapabiliriz. çok saçma biz düşünemezmiydik.yapabilirdik. hiç zor değil ki!biz zalim değiliz eğer bir tane bile yaparsak eminim modern oluruz.” diyorum kendi kendime.izlediğimiz onca şey düşünün her şeysadece türkçeye dönüştürülmüş. oyunlar bile. bir tane bile türk çizgi film yok. oyun yok. buna bir son verip ilgi çekici bir şey yaratmalıyız.bunu başarabiliriz!!!!!!
( bu yorumu yazdıktan sonra avatardan nereye diye düşündüm bu çok :).)
sağol bu arada ben hava bükebiliyorum gerçekten
Neden bu zamana kadar görmedim bu yazıyı hayret ediyorum.
Bu yazı getçekten harika resmen. Okudukta bir sonrakş satırı merak ederek okıdum.
Avatar evreni harika biliyorum ama bu kadar derinliğe sahip olduğundan bir haberdim