Görsel: Dustin Diaz | Creative Commons Lisansı ile tasarımda kullanılmıştır.
Aynı filmi sen de, ben de izlemeliyiz, birlikte tatmalıyız dondurmanın çikolata parçalarını, sen ve ben hepimiz; birimizle dolmalıyız, gün boyu tek başına kalmadan bu hayatı doluca yaşamak için…
Eğer imkanım olsa ve değişebilseydim. İnsanın bir sonraki aşaması olabilseydim, deneyim paylaşabilmeyi isterdim.
Bir zamanlar soyut bir Tanrıyı bile anlayamıyordu insanlar her yerde olan ama görünmeyen ve aslında herkese yakın olan.
Zekamız geliştikçe mekanik buluşları yaptık, dünyamız teknolojinin devasa bir gösteri sahasına döndü. Makineler, bilgisayarlar tırnak ucunda milyonlarca transistörlük mikroişlemciler…
İnsan zihni 21. yüzyılda sadece 30 yaşına geldiğinde 300 yıl önceki bir bilim akademisinin toplam bilgi ve deneyiminden fazla yaşantıyı bilir anlar hale geldi. Internetin bilgi yüklemesi ise son 5 yılda akıllı takibi, bilgi akışlarını daha iyi yönetebilmeyi getirdi.
Buraya kadar tamam. Zekileşiyoruz ve uzmanlaşıyoruz. Ancak bu çok fazla zamanımızı ve enerjimizi alıyor. Her gün okumak izlemek dinlemek için müthiş bir zaman gerekiyor. Sadece mesleki uzmanlık sürekli yenilenen bilgiyi öğrenmek demek.
İnsanlığın bundan sonra yapması gereken bilgi devrimi, bilginin ortak bir sahada deneyim şeklinde depolanması. Deneyimin aktarılabilmesi.
NERONPLAYER ve EXPERIENCE CLOUD
Günümüzde kuru bilginin ağlarda Bulut Bilişim ile saklanması konuşuluyor. Yarın, DeneyimBulutu / Experience Cloud denen bir kavramı getirmek bizi bekleyen hedef. Kullanıcılar paraşütle atladığında MP3 player gibi bir cihaz sinir sisteminden gelen sinyalleri kaydederek deneyimi sınıflandıracak belki. Belki de başka bir kullanıcı deneyimi indirecek kendi neronplayerına.
Deneyimlerin yaşı, dili, hangi ırka ve cinsiyete ait olduğu bir veritabanında yer alacak belki.
Cep telefonumuza çeşitli uygulama marketlerinden uygulama indirir gibi, çeşitli kategorilerden deneyim indireceğiz.
Mesela, Ave Maria dinleyen bir müzikseverin duygulanışı ve elbette kimi deneyimler daha pahalı olacak, Lady Gaga’yı öpmek, Mona Lisa karşısında kendinden geçen koleksiyonerlerin hıçkırıkları, en derine dalan dalgıcın derinlik sarhoşluğu, uzaydan dünyayı seyreden astronotun gözyaşları, 11 dereceli sicim teorisini kavrayan bir fizikçinin anlayışı, 3 sayılık atışın parmaklardan çıkış anı, bir annenin karnındaki çocuğu sevmesi ve elbette herkesin ürkerek deneyeceği ölüm anı.
Deneyim Bankası.
…….
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Enteresan olmuş. Yine bir anda zihninizde oluşturduğunuz ve şimdi yazmalıyım dediğiniz bir konu gibi. Deneyim bankasına ulaşmak şifreli olsa gerek.
Son dönem bilim-kurgu filmlerinde de rastladığımız bir olay bu. Bize denk gelir mi bilmem ama bir gün insanlık bu teknolojiye erişebilir.