Armada, bilimkurgu, Ernest Cline romanı. Uzaylılar dünyaya saldırırsa, en iyi oyuncular göreve mi çağrılır? Ciddi misiniz?
Metaverse kavramı müthiş ilgi çekiyor. Bu kavramın şahı olan “Başlat: Ready Player One” filmini izleyenler, “Kim yazmış bu harika eseri?” diyerek arattıklarında Ernest Cline ve romanına ulaştı. Kitabı mutlaka okuyun, çünkü filmde geçmeyen çok detaylı fikirler kitapta bombardıman halinde. Elbette, bu dahi yazarın tek yazdığı kitap bu değil, “Armada” romanı bambaşka bir konuyu gözler önüne getiriyor. Anahtar kelimeler: oyun sporcuları ve uzaylı istilası.
Ernest Cline kitaplarını okuduğunuzda, o alt kültürün tüm eserleri ustaca karşınıza gelir. Eğer o filmleri izlemiş, o oyunları oynamış, o ünlüyü bir şekilde görmüşseniz esprilere göndermelere bayılırsınız.
Genelde kitapları hızlı akar, çok kolay okunur, nasıl bitti anlayamazsınız. Armada romanını ciltli versiyonu ile okudum. Kitap bu haliyle çok şık. Renkleri baskı kalitesi okuma keyfine katkıda bulunuyor.
ARMADA KİTAP KONUSU:
Kitap okuma zevkinizi bozmayacak şekilde spoiler vermeden kitabın hemen başında anlayacağınız alt konular üstünden gidelim mi? Bir kere kahramanımız Lise’de okuyan bir genç, ismi de Zack Lightman okuldaki bilinen lakabı ise “SALDIR ZACK” (!)
Arkadaşlarının taktığı adı duyar duymaz insan gülümsüyor. “Bu adı nasıl hak etti acaba?” diyorsunuz ve zorbalığa uğrayan çocukların haline kayıtsız kalamayan aslında temelde iyi bir genç adamı buluyoruz.
Elbette sorunları şiddetle çözmeye kalkmak, ne okulda, ne toplumda iyi karşılanmıyor. Evet insanlar sizden korkuyor ve çok haklı olduğunuzu biliyorlar ama o etiket size yapışıyor. Uzun vadede hiç iyi olmuyor. Ne olsa siz suçlu çıkıyorsunuz.
Hemşire annesi ile mütevazı bir hayatları var. Amerika Birleşik Devletleri’nde bugünden biraz daha ileriki yıllarda yaşıyorlar. Babası ne yazık ki hayatta değil. Kentin atık sisteminde çalışırken büyük bir kaza sonrası yanarak hayatını kaybediyor. Bu çocukluktan beri yalnızlığında etken, babasından kalma eşyalar ve hatıraları kendi odasında neredeyse her gün inceliyor. Babasının komplo teorilerini notlarını okuyor. Zamanında teyp kasetlerine yaptığı karışık şarkı listelerini Spotify gibi modern uygulamalar ile kendi listesi yapıyor. Baba özlemini böyle gidermeye çalışıyor. Bir iki erkek arkadaşı var, kardeşi ise yok. Bir de kız arkadaşı var ama roman boyunca neredeyse varlığını hiç fark etmiyoruz.
Çünkü Zack’in büyük zamanı oyun dünyasında sanal gerçeklik başlığı ve ekipmanlarıyla geçiyor. Okuldan çıktığında gittiği oyun merkezinde patronu ve yine bir oyunsever dostu ile zaman geçiriyor. Sadece bu kadar değil Zack oyun oynamakta cidden çok iyi. Dünya listelerine giriyor. Uzaylı istilasında gayet detaylı bir senaryosu olan oyundaki görevleri başarıyla tamamlıyor.
Özellikle Armada ve Terra Firma gibi oyunlarda kullandığı drone savaş gemileri ile düşmana ağır hasarlar veriyor.
Elbette her ailede olduğu gibi annesi onun tüm zamanlı oyunu bırakıp en azından oyun kodlayan veya tasarlayan bir meslek edinecek şekilde üniversiteye gidip hayatını kazanmasını istiyor. Tek oğlunun oyun merkezinde hayattan saklanarak yaşlanıp gitmesini istemiyor.
Elbette böyle sade anlatmama bakmayın, hikaye böyle sakin gitse herhalde kitap 50 tane satardı ama öyle değil.
Uzaylıların gerçekten işgale geldiğini ve her ülkeden sanal gerçeklik meta evrenlerinde savaşan gençlerin uzaktan kontrol edilen uzay gemisi kullanımında aslında dünyanın en iyi pilotları olduğunu hatta ordulardaki profesyonel pilotları aşan becerileri nedeniyle göreve çağrıldığını anlıyor.
Bayağı eğlenceli değil mi? Çocuk askerler fikri biliyorsunuz Ender’in Oyunu filmi ve kitabında da ele alınmıştı. Bu konu üstünde çok duruluyor. Karşınızda çok zeki ve ne yapacağı belli olmayan bir uzaylı savaşı olduğunda en doğrusu küçük yaştaki beyni kısıtlanmamış ve düşman tarafından da ne yapacağı bilinemeyecek stratejiler geliştirecek gençlerin kullanılması olduğu hep konuşuluyor. Hatta yarışmalar var. 5. Sınıfa gidenlerle yetişkinler karşı karşıya yarışıyor.
Sizi kitap ile başbaşa bırakıyorum. Bence büyük bir şaheser değil. Yani ilk kitabı gibi değil ama ilginç çok fikir barındırıyor. Özellikle savaş deliliği için çok farlı bir bakış sunuyor.
Elbette bu neredeyse herkesin elinde silah olduğu ABD’de çok sevilmemiş.
https://www.goodreads.com/book/show/16278318-armada
ABD genel kültürüne göre, kahraman her zaman vurup kırıp öldürüp dünyayı kurtarmalı değil mi? Aslında ne korkunç bir bakış açısı! Böyle yüzlerce film izledik ve kanıksadık. Bilgisayar oyunlarında da nasılsa gerçekten ölmüyorlar diye her gün katliam yapıyor milyarlarca genç değil mi?
Başka türlü çözülemez mi problemler. İlk kez “Spider-Man: No Way Home” ile sorulan bu soru kahramanlar dövmeden kavga etmeden soruna yaklaşım gösterdi.
Dilerim böyle örnekler çoğalır. Dünyanın daha fazla savaşa ihtiyacı yok. Birbirini ve gezegeni kollayan insanlara ihtiyacı var.
ERNEST CLINE KİMDİR?
ERNEST CLINE, uluslararası alanda en çok satan romancı, senarist, baba ve tam zamanlı bir geektir. Ready Player One ve Armada romanlarının yazarı ve Steven Spielberg’in yönettiği Ready Player One’ın film uyarlamasının ortak senaristidir.
Kitapları elliden fazla ülkede yayınlandı ve The New York Times’ın En Çok Satanlar listesinde 100 haftadan fazla kaldı. Ailesi, zaman yolculuğu yapan bir DeLorean ve geniş bir klasik video oyunları koleksiyonuyla Austin, Teksas’ta yaşıyor.
KAYNAKÇA:
https://www.theverge.com/2014/3/11/5492708/ernest-cline-is-the-luckiest-geek-alive-interview
Wikipedia
https://en.wikipedia.org/wiki/Armada_(novel)
https://1000kitap.com/kitap/armada–93711
https://www.goodreads.com/he/book/show/19445849-armada
https://en.wikipedia.org/wiki/Ernest_Cline