Jules Verne çocukluğumdan beri benim için bilimkurgu ve bilim yazarlarının şahıdır desem yeridir. Hayal ettiği neredeyse her şeybirebir gerçekleşmiştir. Nautilus nükleer denizaltısı, Ay roketi gibi… Hayal olarak kalan tek eseri, eski adıyla “Arzın Merkezine Seyahat” yeni adıyla “Dünyanın Merkezi’ne Yolculuk” ve İngilizce ismiyle “Journey to the Center of the Earth” bu yıl sinemalarımıza 3 boyutlu efektlerle geldi.
Binlerce yıl öncenin dünya çizimlerinde gökler, yeryüzü ve dünyanın altındaki iç dünya çizilirdi. Her birisi katmanlardan oluşan bu boyutlar uzun zaman dünya merkezli evren modeliyle beraber kabul edildi. Sonraları dünyanın güneşin etrafında uzayda gezdiği ispatlanınca bu modeldeki merkez dünya bilgisi ile birlikte iç dünya ve alt katlar bilgisi de terkedildi. Herkes için dünya yerküre oluverdi.
Oysa bilimadamları için kıtalar magma üzerinde yüzen adacıklardır. Hatta okyanus tabanları da bu magma katmanı üzerindedir. Peki ya daha içerisi. Sonuçta dünyanın merkezine gidilememiştir ancak bilim o denli gözlemlere sahiptir ki beş aşağı beş yukarı gezegenin içi tahmin edilir. Manyetik alanın kaynağı da merkezdir.
Bir çok akıl açıcı soru duymuşsunuzdur İstanbul’dan Çin’e dünyanın içinden geçilse ve bir tüp döşense ne olur. Yerçekimi etkisi ile merkeze doğru düşen kişi sonra öteki uça doğru gider mi?
Jules Verne‘nin 1864 yılında yazdığı “Voyage au centre de la Terre” kitabı İzlanda’dan sönmüş bir volkanı kullanarak dünyanın merkezine inen bilimadamının macerasını anlatır. Yeraltında geçmiş çağlardan kalma dinazorları, efsanevi ortamları görür. Masal kitabı gibi okunan bu kitabı ekranda görmek itiraf etmeliyim ki beni çok etkiledi.
Bir kere Mumya gibi son derece eğlenceli filmlerden tanıdığımız Brendan Fraser (Prof. Trevor Anderson), Josh Hutcherson (Sean Anderson), Anita Briem (Hannah Ásgeirsson) başrolde oynuyorlar.
Olayların gelişimi son derece eğlenceli ve bir an bile nefes aldırmıyor. Zaten benim 3d çılgını olduğumu biliyorsunuzdur. Öyle ki www.3dgozluk.com sitesini açıp, bir çok videoyu, fotoğrafı ve tekniği anlattım.
Bu olağanüstü konuyu 3d izleme şansımız olduğunu duyunca elbette dayanamayarak sinemaya gittik. Real D destekli filmdeki 3 boyutlu efektler inanılmazdı. Sinemada izleyiciler olarak yerimizden zıpladığımızı, elimizi uzatıp havadaki nesneleri tutmaya bile çalıştığımızı söyleyebilirim. En çok sevinçten güldük 🙂
Kısacası lütfen imkanınız varsa filmi 3d izleyin çok çok yeni bir deneyim yaşayacaksınız. Bu 3d gözlükle görülen fotoğraflar gibi değil. Onlar çoğunlukla içeri doğru görüntü oluşturur. Bu filmde ise size girişte verilen Polarize gözlüklerin işleyişi farklı, alışık olduğumuz kırmızı / mavi veya kırmızı / yeşil gözlükler gibi değiller.
Gördüğüm sıkıntı verici unsurlar.
1) Altyazı. Derinlik yanlış ayarlanmıştı. Tam orta derinlikteki altyazıya sürekli gözünüz takılıyor. Daha derindeki ve yakına gelen nesnelere odaklanmayı zorlaştırıyor. Türkçe dublajı varsa onu izleyin diyesim var hatta anadiliniz kadar iyi İngilizce bilseniz dahi.
2) Gözlükler UV temizlikten geçiriliyor mu merak ettim. Ambalajından çıkıyor ve kullanıyorsunuz çıkışta yine toplanıyor. Hayır eve götüremiyorsunuz 🙂 İşte hijyen için temizleniyorlar mı merak ediyorum.
3) Zaten gözlük kullanıyorsanız üstüne bir gözlük daha takmak gerekiyor ve çok da geniş olmadığı için gözlüğünüze yapışıyor. Keşke lensimi takıp gelseydim nasıl unuttum dedim bir an. Ama düşündüğüm kadar kötü olmadı. Gözlükle de izleniyormuş.
Real-D
Beowulf, Chicken Little, Monster House gibi filmlerde kullanılmışs stereoscopic 3d teknolojisi… En kaba anlatımıyla; sol gözün ve sağ gözü göreceği farklı kareler tek bir kareye polarize edilerek sokulur ve yüksek hızda (saniyede 72 kare gibi) oynatılır, seyircinin giydiği polarize gözlükler de onları dogğu biçimde ayırarak iki gözü farklı görüntü görmesini (ve görütünün sahte bir 3 boyut kazanmasını) sağlar.. DLP projectorler bu teknolojinin kullanımında tercih edilir.. (Kaynak ekşisözlük)
Real D resmi sitesi : http://www.reald.com/
Türkiye’deki Real D sinemalarının listesi: http://www.reald.com/index.php/theaters/international/
Bilimsel Olarak Dünyanın Merkezi Nasıl?
Tübitak Bilim ve Teknik dergisinin şu web sayfasında gayet net anlatılmış. Lütfen inceleyin.
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/yerkure/01.html
Dünyanın merkezine gitmek için düşünülmüş denenmiş pek çok yol var. Japonların yerkürenin dış mantosunun en ince olduğu okyanus tabanlarını kullanma temelli projeyi şurada okuyabilirsiniz “Japonların son projesi arzın merkezine seyahat”
Son zamanlarda ortaya atılan bilimsel bir teoriye göre dünyanın ortası hexagonal. Bu çok çok ilginç ve coğrafya bilgilerinde devrim yaratabilecek teoriyi okumak için tıklayın (Basitleştirilmiş İngilizce ile)
Film Nasıl Çekilmiş?
http://www.journey3dmovie.com/ adresinde filmle ilgili pek çok harika bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Gerçekten harika bir site yapmışlar. Örneğin siteye girince sol üstte “Behind th Scene” düğmesine basarak çekimlerin nasıl yapıldığını anlatan videolara ulaşıyorsunuz. Özellikle göreceksiniz ki oyuncular masmavi perdeler önünde rollerini oynamış, hatta yüksekten düşmüş, suya girmiş ve bu çekimler tümüyle 3d kameralarla çekilmiş. Daha sonra arkaplanlar bilgisayarla CG tasarımcıları ile gerçekleştirilmiş.
Bir de sitede gezerken çıkan ses efektleriyle korkmayın 🙂 Özellikle dinazora dikkat ben boş bulundum. Ses de çok açıkmış bilgisayar karşısında sıçradım.
Yine ortadaki kitap simgesine tıklayınca açılan menüden fotoğraf galerisini açabilirsiniz. Duvarkağıtları ve ekran koruyucuları da aynı menüde var. Mesela birisi şu.
Filmde Geçen “Asgeirsson İleri Volkanoloji Enstitüsü”nün Eğlenceli Web Sitesi
http://www.progressivevolcanology.com/
Runik Alfabesi
Kitabı daha önce okumadıysanız okuyacağınızı düşünüyorum. Zaten filmde de bu şifreli yazıyı göreceksiniz.
Eğer kitapta geçen runik alfabesi hakkında şöyle iyice okuyalım diyorsanız bir zahmet İngilizce kaynaklara buyrun diyeceğim. (Birisi üşenmeyip Wikipedia’da bulunan ve neredeyse her dile çevrildiği halde Türkçe’ye çevrilmemiş maddeyi tercüme etmeli)
Bir de eliniz değmişken okuduğum ama çevirmesi çok çok uzun gelen maddeyi tercüme etmenizi de rica edeceğim 🙂 http://en.wikipedia.org/wiki/Journey_to_the_Center_of_the_Earth
Kitabın Çizgi Romanı
Eskiden bir çok klasik romanın sevdirilmesi için bu kadar film teknolojisi olmadığı için çizgi romanı yapılırdı. Kitabın çizgiromanı için buraya tıklayıp okuyabilirsiniz. Ortadaki resme tıklayıp iler ileri şeklinde sayfalar devam ediyor.
Dünyanın Merkezine Yolculuk Oyunu
Filmin oyunu Nintendo’dan çıkmış.
http://www.playthq.com/games/gameinfo.php?id=1327
2003 yılında da film daha çıkmadan önce kitaptan uyarlarak bir bilgisayar oyunu yapılmış. Pek tutulmamış oyuncular 6 puan vermiş 10 üzerinden ama ilk oyunun tanıtım linkleri şurada :
http://www.armchairempire.com/Reviews/PC%20Games/journey-center-earth.htm
http://www.gamespot.com/pc/adventure/journeytothecenteroftheearth/review.html
Hollwood’un ilk film denemesi bu değil elbette şu adreste 1959 yılına ait filmi de görebilirsiniz.
Kaynakça:
Jules Verne
http://tr.wikipedia.org/wiki/Jules_Verne (Türkçe)
http://en.wikipedia.org/wiki/Jules_Verne (İngilizce)
IMDB’de film
http://www.imdb.com/title/tt0373051/
Real-D Sinema Teknolojisi (3d)
Real D resmi sitesi : http://www.reald.com/
http://en.wikipedia.org/wiki/Real_D_Cinema
Kitabın orijinalini ücretsiz şekilde Gutenberg Projesi’nden indirin
http://www.gutenberg.org/etext/18857 (İngilizce)
http://www.gutenberg.org/etext/19513 (İngilizce sesli kitap)
http://www.gutenberg.org/etext/4791 (Kitabın Fransizca orijinali)
Wikipedia’da Kitabın Öyküsü
http://en.wikipedia.org/wiki/Journey_to_the_Center_of_the_Earth
Not: Bu yazıya fragman ekleyemiyorum. Önce Youtube sonra Dailymotion video siteleri kapatıldığı için ekleyemiyorum. Yeni bir video sitesinden fragmanlar bulup eklersem bir ay sonunda onun da kapatılacağına eminim! Sekiz sitemdeki binlerce bilimsel, kültürel ve sanatsal videoyu toplumumuz artık izleyemiyor. Yorum yapmıyorum. Ülkemizin teknolojik geleceği için çok hızlı ve köklü değişiklikler yapmak lazım.
KİTABI SATIN ALMAK İÇİN:
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Altyazı problemini Beowulf’ta da çekmiştik. Bir çözümü yok mu ya bunun?
Vikipedi makalelerini de projelerimin arasına ekledim Süleyman Hocam. Yakın zamanda olmaz gibi ama, bakalım.
nanoturkiye, Türkiye dünyanın en iyi film dublajlarının yapıldığı ülke hatta bazen dublaj aslını aşabiliyor bile. 🙂
En iyisi 3d filmleri efektleri aynen kalmak şartıyla ve seslendirme Türkçe olarak vermeleri. Çünkü okumasanız da 3d filmlerde altyazı odağınızı kesinlikle bozuyor.
Vikipedi makalelerini Türkçeye kazandırma fikriniz için ülkemiz adına teşekkür ederim. Daha çok insana bilgi ulaşabilecek bu gönüllü destekle. 🙂
Türkiye, dünyanın en iyi dublaj yapan ülkesi. Bu doğru fakat, en azından LOST dizisini ele alın, Türkçe izlediğinizde tüm heyecan gidiyor. Dediğiniz gibi tüm efektler aynen dursa olabilir. Fakat, yine de konuşmalardaki heyecanı yakalamak zor gibi duruyor.
Gazanya, LOST dizisinin dublajı çok çok kötü, TV’de izliyorum. İşittiğim en berbat ekiple çalışmışlar. Bu kadar karaktere uyumsuz ve ruhsuz seslendirme yapılır mı bilmem!
Üstelik LOST’ta çok çok özel bir seslendirme tekniği var. Bilinçaltını etkilemek üzere tersten yapılan fısıltılar, değişik bir ritmde İngilizce konuşmalar ve her yöreye özel aksanlı bir konuşma. Yani hiçbirisi İstanbul ağzı ile konuşmuyor. Nasıl Türkiye’nin binbir ağzı, söyleşme şekli varsa, İngiliz, Amerikalı, uzakdoğulu, Ortadoğulu ve Avustralyalı aksanıyla İngilizce konuşuyorlar.
Kısacası bu seslendirme Amerika için bile çok zor. Karakterler resmen özel çaba harcıyorlar dizi de düzgün aksanla konuşmamak için 🙂
Fakat bu filme dönecek olursak zaten bol aksiyonlu toplasanız 5 dakikası konuşma olan filmde dublaj gerekliydi bence.
Jules Verne’nin kitabını okuduğum için filmi izlemeyi daha çok istiyorum ama bu fırsatı bulabilecek miyim bilemiyorum.
Sinema da olmasa da bir şekilde izlemek isterim bakalım kısmet…
Hocam sizde çok etkileyici yazmışsınız yani kötü bir film bile olsa insanın izleyesi geliyor 🙂
Bence her zaman kitap daha iyidir 🙂
Ancak 3d efektler durumu biraz eşitliyor gibi. Yok yok. Kitap daha baskın çıktı. Yazarın ve karakterlerin düşüncelerini de duyabiliyoruz kitapta. Filmler yetersiz. 🙂
Yazıyı beğendiğine sevindim Burak 🙂
Bugüne kadar izlediğim Amerikan dizileri ve filmleri olsun genelde kendi doğrultularında uyarlıyorlar. Kitap her zaman bir okuyucu için en iyisi.
LOST berbat, bir bütün halinde değil ama kötünün de iyisi bu.
Sizi tebrik ederim yazınızı beğendim. Ayrıca konunun belkiı dışında olacak ama ROMA dizisi inanılmaz güzel herşeyiyle bir bütün bilmiyorum anlatabildim mi?
Aynı filmi normal olarak izleyen biri 3d izleyen biri kadar hayatta tat alamaz diye düşünüyorum. Gerçekten de 3d acayip zevkli oluyor. 🙂
Hocam yazı ayrıntılı ve bilgilendirici bundan dolayı bir teşekür.
Üç boyutlu filmlerle ilgili seyir keyfi bir başka oluyor. Ankara’da iken 2 defa üç boyutlu sinema keyfi yaşadım ve büyüleyiciydi. Filmi merak etmekteyim. Umarım bu ayrıntılı yazı sonunda izleme imkanım uzun sürmez.
Birgül Doğan Roma dizisini ilk kez duyuyorum. Merak ettim. Bir bakalım.
Salute, kesinlikle katılıyorum. Filmin konusu zaten biliniyor. 3d olduğu için müthiş oluyor.
Burak Tolga Ankara’daki sinema hem IMAX hem 3d idi sanırım. Onda görüntü olağanüstü oluyor. İstanbul’da ise normal sinemalarda 3d olduğundan perde kadarlık bir alan 3d oluyor. IMAX’in perdesi dev olduğundan tüm sinema 3d oluyor. Fark burada. 🙂
Ankara’daki IMAX perdesinin yüksekliği 7 katlı binanın yüksekliği kadar sanırım.
Ben de arkadaşım Hüseyin ile birlikte gittim Kanyon’da. Süper geçti. Film daha iyi olabilirdi ama görüntü süperdi.
Filmi herkese öneririm. Çok güzel ya ben de böyle filmlere bayılıyorum. Bir de filmde oynayan çocuk çok tatlı. Ben de sinemada izledim.
En iyisi 3d filmleri efektleri aynen kalmak şartıyla ve seslendirme Türkçe olarak vermeleri. Çünkü okumasanız da 3d filmlerde altyazı odağınızı kesinlikle bozuyor.
Üzerinden uzun zaman geçti ama görünce dayanamayıp yazmak istedim. Özellikle filmin hemen başındaki böceğin antenlerinin yüzüme değdiğini hissettiğimi sandığım sahne hala aklımdan çıkmıyor. Harika bir deneyimdi ama çok kısa geldi bana, keşke daha uzun olsaydı dedim sinemadan çıktığımda. Bitmesini hiç istemedim. Ama belirttiğiniz gibi gözlük üstüne gözlük biraz garip oldu benim için de 🙂
Filmi izledim,görüntü anlamında gerçekten güzeldi,tek bir sahnesi çok amatör olmuştu onun dışında fena değildi.Ancak konu bakımından film çok abartılıydı,ben fantastik filmleri pek sevmiyorum ama seven arkadaşlarım bile yok artık dedi 🙂
Peki ben bu filmi nasıl izleyeceğim!
Filmi izledim süperdi yani çok etkileyici bir macera ama bana kısa geldi daha uzun olabilirdi yani tek kelime ile mükemmel izlemeyen arkadaşlara tavsiye ederim izlesinler.
ya bişey sorcam. normal film dosyaları kullanarak 3d film yapma diye bir şey var mı? bu konuda bilgisi olan varsa rica edicem 🙂
çooook süperdi film kaliteli ve gayet iyiydiiii HERKEZEEE TAVSİYE EDERİM
bence güzel yani
güzel bir site flimi izledim güzrel