Gerçeği tanımlayan algıdır. Algı dışarıdaki dünya değildir. Dış dünyadan her saniye gelen terrabaytlarca veri içeren bilginin, tüm görüntünün beyinde oluşturduğu gerçekliktir.

Gerçeğe Son çağrı

Eğer algıyı yönlendirirseniz dünyayı değiştirebilirsiniz. Gördüğümüz dünyanın tekil gerçekliği çöktüğünde Quantum bir düzlemin belirsizlik evreninde buluruz kendimizi.

Karşımızda bambaşka bir gezegen vardır. İnsanlar, olaylar, gökyüzü bambaşka bir dünyaya aittir. Müthiş bir sessizlik hakimdir. Bir bombardımanın ortasında kulakları kaplayan o tiz sessizlik gibidir saf gerçek.

Çöken sadece zihinsel kargaşa değildir. Çevremizde, tenimizin sınırlarında bittiğine inandığımız ben algısı da bu çöküşün içindedir. Başlangıcı ve nihayeti olmayan bir kütlenin sevgisi yakıcı bir heyecan gibi içimizi sarar.

Bu hal içindeki insan, anlatacağı referans kelimelerden de varlıktan da yoksundur. Böylece bildiği dilde kelimeleri sıradışı bir ritmle biraraya getirdiğine şahit olur. Cümleler oluşmakta ve varlığı şahit olmaktadır.

Düzlemi değişmiştir. Zincirlerinden sıyrılmış güneş ufukta parlamaktadır. “İNSAN” olarak anılan türün artık kusursuz bir temsilcisidir.

Dünyadan ayrılması imkansız bir bütünlükle yanınızdan geçtiğinde büyük bir gökcisminin çekiminde varlığınız bütünleşiyor gibi olursunuz, dünya algınız netleşir. Kafanızı kaplayan binlerce saçma fikir yok olur. Her şeyin merkezinde bir zamanların Batlamyus‘unun çizdiği evren gibi herşeyin merkezinde olduğunuzu anlarsınız. Bu kısa anda hayatınız boyunca uykuda olduğunuzu anlarsınız tıpkı düş gördüğünüzü farketmek gibi. Müthiş uyanık bir bilinçle zaman biter. Böylece dünya biter.

Konu görseli için temel fotoğraf: Foellmi Olivier



EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN

Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.


https://suleymansonmez.substack.com/
E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.


12 YORUMLAR

  1. Ceoyavuz sana oy verdim. Bence Çin hakkında gerçek bir kaynak siten. Çin’le çalışmak isteyen herkes takip etmeli.

    Hakkı Bey;
    http://www.gunesintamicinde.com/zamani-durdurun/

    Nagualler arasında bilinen, biz Tonal insanlarının bilmediği bir düzlem bu elbette. Ya da hatırlayamıyoruz. Tıpkı bakmakla görmek ve olmakla yapmak arasındaki fark gibi.

    Evet Carlos Castaneda inanılmaz bir maceranın kahramanıdır. Uzun serinin tüm kitapları bir yaşantıyı kaplayacak bilgiyi deneyimi içeriyor. Ancak bilemiyorum öylesine kompleks bir dünyaya tek başına girmek çılgınca geliyor 🙂

  2. Çılgınlık olmadan yaşamanın ne zevki var ki, bilinmeyene dalmadan hep bize bildirilenle, bize kakalanan bu gerçeklikle yaşamanın neresi çekici.. Kaldı ki, bilinmeyenin engin denizinde yüzmeyi öğrenenler oraya dalıp bocalayanları farkederler..

  3. Hakkı Hocam yani sen şimdi inorganik canlıların arasına görür görmez dalarım mı diyorsun 🙂 Saçtıkları o dehşetli korkuya rağmen.

    Don Genoro’nun ikiz varlığını parlayan gözlerine rağmen korkmadan izlerim mi diyorsun?

    Alt boyutlardaki o kahverengi dünyalara geçerim yanımda kadın savaşçılardan birisi olsun yeter mi diyorsun ?

    Birinci nesil rüya görücülerle, iz sürücülerin o acaip evlerine hiç korkmadan dalarım mı diyorsun?

    Şapka çıkarırım abi öyleyse 😀

    Valla ben bir kilometre uzakta olurum sanırım o sırada. 🙂

    Not: Bunları anlamak için Carlos Castaneda serisini okumak gerekiyor. Okumayan arkadaşlar kaçırdıkları espriler için beni bağışlasınlar. 🙂

  4. “İç sessizlik / Inner Silence” hakkında aşağıya Carlos’un kitabından orijinal metni yapıştırıyorum. İngilizce bilenler yazıda bahsettiğim farklı ritmde konuşmayı farkedecekler. (Özet olarak içsel sessizliği sağlayan bir savaşçının “dünyayı durduracağını” söylüyor ve köle insan olmaktan çıkıp özgür gerçek bir birey olarak bizim doğrusal hayalgücümüzün kavrayamayacağı bir algı becerisini / ustalığını başlatacağını da ekliyor.)

    Inner silence is a key technique for Nagualism as noted in The Active Side Of Infinity, by Carlos Castaneda:

    “Inner silence works from the moment you begin to accrue it. The desired result is what the old sorcerers called stopping the world, the moment when everything around us ceases to be what it’s been. It is this moment when man the slave becomes man the free being, capable of feats of perception that defy our linear imagination.”

    Kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Nagual_(Castaneda)

  5. Süleyman Hocam ve Hakkı Hocam…
    MSN var E-mail var ordan sohbet edin canım olmaz ki böyle..

    Edin ki cehaletimin farkındalığından bir miktar daha uzak kalabileyim…

    Nadirdir bi konu hakkında 0 fikir sahibi olmam. Ana konuyu bilmesem bile enazından yorum yapabilecek yan bilgilere sahip olurdum..
    Ve bu (Carlos Castaneda) konu da 0 fikir sahibi olduğum konulardan birisiymiş 🙁

    Öğrenecek çok şey var.
    Ve işin en kötüsü: zaten hepsi de bildiğimiz şeyler.

  6. Ben bu siteyi çok sevdim. Benim amcamın kızı Rahman’la Burak dedi. Ben de girdim. Manyak bir site. Elinize sağlık buradan amcamın kızları Rahman ve Burak’a saygılar.

  7. Mert akrabaların için bir de şarkı istermisin? Bu muhabbetin ardından biraz sırıtmış da…:))

SİZİN DÜŞÜNCENİZ NEDİR?

Yorumunuzu yazınız
İsminizi Yazınız