Wikipedia’nın kurucularından Jimmy Wales modern zamanların bilgi dervişleri gibi, maddiyatı hiçe sayan sade haliyle sahneye çıktığında, son derece zeki, esprili ve mantıklı bir insan olmasını beklemiyordum. Öyle ya, her yıl Wikipedia sayfalarına alabilecekleri reklam geliri yüzlerce milyon doları bulabilecekken ve kendi deyişiyle “Bugün özel jetiyle İstanbul’a gelebilecekken” bilgi özgürlüğü adına bunu kabul etmiyordu. Kısacası insanlığın hizmetinde olan bir insanla olağanüstü bir zaman geçirecektik.
Her şey Sunipeyk sitesinde Jimmy Wales’in Türkiye’ye hatta İstanbul’a geleceğini okumamla başladı. Wikipedia’yı kuran kişilerden birisi olduğunu da anlatıyordu. (Daha önce oldukça detaylı bir Wikipedia yazısı yazmıştım. Wikipedia’nın tam olarak ne olduğundan emin değilseniz, online sözlük ya da ansiklopedi’den ibaret olduğunu düşünüyorsanız öncelikle okumanızda fayda var.)
Toplantıya, basın ve birkaç blog sitesi ile Internet kuruluşları katılabilecekti. Hem seminer alanı hem zaman kısıtlıydı. Hemen başvurdum ve olumlu yanıt aldım. E-mailime bir güvenlik numarası da yolladılar. Daha sonra gelip gelmeyeceğimi de telefonla teyit ettiler. Kısacası Jimmy bence de bir devlet başkanı kadar korunması gereken bir insan ve seminer günü bu numarayı belirtip girecektik.
Seminer Ortaköy’de olağanüstü deniz ve Boğaz Köprüsü manzarasında yine tarihi dokusu etkileyici olan Esma Sultan Yalısı’nda sabahtan başlıyordu.
Kayıt yaptırırken ilk olarak gözlerimi yaşartan şey (!) blog yazarlarını sonunda ciddiye alan ve okuyucu kitlelerinin varlığına saygı duyan uygulamalardı. Biz diğer basın mensubu arkadaşlar gibi gerekli kayıtları yaptırdık. Çok güzel bir açık büfeden yemek yedik. Ben daha çok “open source kahvaltı” demek istiyorum bu ikrama 🙂
Bloggerlardan Sunipeyk, Devletşah, Ömer Enis, Alemşah Öztürk, Arda Kutsal (Blograzzi, webrazzi), Eray(WordPress Türkiye ve Cisday), Kindo, triotasarım vb… oldukça güçlü bir katılım vardı. Basınla da yer yer tanıştık. Ama asıl basın toplantısı öğleden sonraya bırakılmıştı. Gerçi biz her ikisine de katıldık. Kaçırdığımız bir şey yok.
Konuşmalar tümüyle İngilizce olmasına karşın cidden iyi bir organizasyonla “aaa”, “eee” demeyen, çok kaliteli simültane çevirmenleri ve kulaklık setlerini de hazırlamıştı.
Esma Sultan Yalısı
WIKIPEDIA’YI TANIYALIM
Evet artık bu kadar ortamı anlattıktan ve ısındıktan sonra patron Jimmy’ye gelelim 🙂 Öncelikle çok sıcak, sempatik ve alçakgönüllü bir insan olduğunu söylemeliyim. Bu işe başlarken ne kadar amatör ruhlu ve çok yönlü düşünüyorsa aynı temizliğini süreç boyunca korumuş.
Bize Wikipedia’nın merak edilen özelliklerini anlatan bir sunum ile başladı. Öncelikle söylemek gerekir ki, milyonlarca yazarı, milyar civarında okuyucu olmasına karşılık Google gibi dev kampüsleri ve mühendisleri yok. Sadece 12 kişi çalışıyormuş. Bu rakam inanılmaz. Ancak şunu gösteriyor: Gönüllüler, her ülkede sisteme bilgi giriyor ve yine gönüllüler arasından seçilen editörler, yöneticiler, yazılan maddelerin güvenilirliğini ve ihtilaflı maddelerin çözümünü sağlıyor. Sistemlerin yeniden programlanmasına ise teknik olarak çok gerek yok. Wikipedia zaten akıllıca kurulmuş bir web arabirimine ve arkaplanda güçlü programlamaya sahip. (Belki biraz daha AJAX iyi olabilirdi.)
Wikipedia’nın Alexa verilerinde incelendiğinde Hindistan’da 11. site, Almanca’da 7. ve İran’da 14. site olduğunu belirtti ki, özgür düşüncenin sansüre uğradığı bir ülke olan İran için çok anlamlı. İnsanı düşündürüyor, politikalarından hoşlanmasam da, dış dünyaya kendisini çok iyi anlattığını ve BM kararlarına rağmen politikalarını Internet kanalıyla çok iyi ifade ettiklerini düşündüğüm İran Devlet Başkanı’nın bir blogunun olması belki bunda bir etken. Ancak okuduğum bazı yazılarda, sansürden korunmak için sürekli proxy adresleri değiştiren, serverlerine el konan, tutuklanan teknik adamların inanılmaz yöntemler bulduğu anlatılıyor. Olay şöyle: dış dünya haberleri İran hükümeti tarafından sansürleniyor. Siteler sürekli yasaklı. Onlar da dışarı çıkış sağlayan Proxy web adreslerinin IP numarasını gazetelere verdikleri düğün ilanları içinde gizliyorlar. Hangi gün, hangi sokak, kapı numarası ne? Bunları arka arkaya yazınca yeni açtıkları serverin IP adresi çıkıyor. Böylece bir kaç gün daha Iran halkı dış dünyayla özgür temas kuruyor. Sonra ne mi oluyor? Yerleri bulunuyor ve gerisi malum 🙁
Wikipedia’da şu an itibariyle en çok kullanılan dillere ve kaç makale içerdiklerine bakarsak:
English (2,181,000)
Deutsch (694,000)
Français (609 000)
Wolna (461 000)
….
Tüm dillerde toplam olarak 7 milyona civarında ansiklopedik madde buluyoruz. İngilizce’de bu sayının fazlalığı Hindistan gibi İngilizce’ye çok önem veren ülkelerde anadil gibi kullanılması ve Avrupa’da da anadili İngilizce olmamasına karşın İngilizce yazanların çokluğu. Ancak yine de sayısal çokluğun birinci etken olmadığına dikkat çekti Jimmy. Yüz milyonlarca Hintlinin yaşadığı Hindistan’da Internet erişiminin henüz istenen oranlarda bulunmaması nedeniyle oransal olarak bakıldığında sadece 14.000 civarında Hindu dilinde makale bulunması düşündürücü. (Bkz.)
Bize Hindistan Delhi’de video çekimi yaptıkları bir bölgeyi gösterdi. Hindistan bildiğiniz gibi nüfusu çok fazla olan ve fakirlikle zenginliğin aynı anda kıyasıya yaşandığı büyük bir ülke. Jimmy’nin ziyaret ettiği bölge “kanunen yasadışı”. Bu oradakilerin haydut olmasından değil, bölgenin imara açılmaması nedeniyle gecekondu bölgelerinin oluşmasından kaynaklanıyor. Hindistan devleti yıllarca bölgeye tüm hizmetleri götürmeyi reddediyor. Geçen yıla kadar elektriği bile kaçak kullanıyorlar. Elbette okulları da kaçak ve lisanssız. Kimi okul sahiplerinin çabaları ile aldıkları 3 tane bilgisayara bile veliler tepki göstermiş. Çünkü okula aylık 2 dolar ödüyorlar. Bu onlar için önemli bir para ve bunun artmasından korkuyorlar.
Gerçekten de fakirlik insanın içini acıtacak boyutta ve kamerayı gören yerel halk kaçışıyor. Çünkü kim olduklarını ve hükümetin adamı olup olmadıklarını bilmiyorlar.
İşte burada Wikipedia projesinin büyüklüğü ortaya çıkıyor. Her çeşit imkansızlığın içinde yine de öğrenmek isteyen öğrencilere kütüphaneler dolusu güvenilir ve temiz bilgiyi getirmek ancak Wikipedia ölçeğindeki bir projenin sonuçlarında gerçekleşebilir. Ama sorun şu ki henüz Internet erişimine de sahip değiller. Bu durum Afrika’da da görülüyor. Jimmy Wales Internet olmayan yerlere gerekirse Wikipedia’yı ansiklopedik olarak basarak ulaştırmayı düşündüklerini söyledi.
Almanya’da her yılın sonunda tüm Almanca Wikipedia maddelerinin DVD formatında dağıtıldığını da söyledi. Bu bir yandan krizler ve dünya çapında büyük afetler için çoklu yedeklemeyi, bir yandan her an elinizin altında olan bir kopyayı sağlıyor.
WIKIPEDIA’NIN FİNANS KAYNAKLARI
Bu bilgileri aktarırken işin finansal yönü insanı düşündürüyor. Bağışlarla ayakta durduklarını söyledi Jimmy. Bağışların genelde 50-100 Euro arasında değiştiğini, öncelikli olarak ABD, AB, Japonya gibi bölgelerden bağış aldıklarını belirtti. “Elbette kişi bilgisayarını zar zor aldıysa, bağış yapmasını kimse beklemez” diyerek hümanist yönünü ortaya koydu. Bir de paypal burada önemli bir konu kredi kartı yerine paypal ile ödeme yapmak daha güvenilir ve küçük meblağlar için daha uygun. Ama ülkemizde de paypal çok az biliniyor.
Bu noktada pek çok kişi “Neden sayfalarınıza Google reklamları koymuyorsunuz?” diyebilir. İşin bu kısmı cidden çok önemli. Wikipedia’nın tarafsızlık ve güvenilirliği için hiçbir büyük grubun etkisi altında kalmak istemiyorlar, yönetilmek sansüre uğramak baskı altında kalmak istemiyorlar. Bu nedenle direkt reklam almıyorlar. Google reklamları ise içerikle birleşeceği için içerikte bulunan bir çok dürüst ifade yerine hoş görünme amaçlı yazılara bırakmasından korkuyorlar.
Ancak Jimmy kesin bir dille “Asla, Asla demiyoruz. Reklam belki ilerde olabilir çünkü bir çok sosyal projeyi yürütmek için kaynak gerekli. Afrika’daki okullara basılı olarak Wikipedia’yı ulaştırmak gibi..” anlamında açık bir kapı da bıraktı.
WIKIPEDIA ÇUBUKLA YENİR, O ÇATALI KALDIRIN LÜTFEN 🙂
Arada esprili şeylerde gösterdi. Özellikle Çin’de Pekin’deki bir restaruantın menüsünde yer alan, kızarmış Wikipedia ve acılı Wikipedia fotoğrafı harikaydı 🙂 “Sanırım birine, gir Wikipedia’da yemek tarifine bak, yap” demişler o da öğrendikten sonra yemeğin adını Wikipedia koymuş” dedi 🙂
SERBEST ERİŞİM NEDİR?
Wikipedia da bulunan “Free” sözcüğü sadece parasız erişilen ansiklopedi anlamında kullanmıyorlar. Özgür konuşma hakkının bulunması anlamında serbestliği de içeriyor.
Wikipedia’nın 4 ana ilkesi
* Kopyalama hakkı
* Değiştirme Hakkı
* Dağıtma Hakkı
* Değiştirdikten sonra Dağıtma Hakkı
Bunun anlamı şu; yazdığınız makalelelerde Wikipedia’dan aldığınız bilgiyi alıntı yapabilirsiniz (kaynak belirtmeniz şartıyla) Hatta ticari ürünlerde bile Wikipedia kullanılabiliyor. Diyelim bir turistik rehber cihazı yapacaksak, uydudan GPS ile nerede olduğunuzu bulup, Wikipedia’dan da çevrenizdeki turistik yerlerin bilgisini getiren bir cihaz yapmak tamamen yasal.
Ticari ya da eğitim amacıyla yararlanılan bilgiyi değiştirme hakkı da var (Ama tuhaftır Türkiye’de bu durumdan binlerce kişi şikayetçi. Aşırı editör baskısı nedeniyle Türkçe Vikipedi’ye yazmaktan vazgeçen, onlarca kültürlü insanla karşılaştım. İngilizce Wikipedia’da bir çizgi roman karakterinin ayakkabısına sayfa açabilecekken, Türkiye’de “Ansiklopedi burası kardeşim onu yazma bunu ekleme” yaklaşımı almış yürüyor. Kendi yazdığım makaleleri bile eklerken akla karayı seçiyorum. )
Burada dikkat edilmesi gereken bir konu daha var. Wikipedia’da bulunan içeriğin büyük bölümü GNU ile özgür kullanıma açık olsa da, Internet’te yaygın kullanımı olan CC yani Creative Commons uygulaması var. Bir fotoğraf çeken sanatçı, kişisel olarak isteyenlerin kullanmasına izin verirken, ticari olarak kullanımı için kendisiyle temasa geçmenizi isteyebilir. Bu içeriğin de Wikipedia’da yer alması Wikipedia’yı zenginleştirip, büyütürken, kullanıcıların “Wikipedia’daki herşeyi, her yerde kullanabilirim” düşüncesinden vazgeçmesi gerekebilir.
Afrika’da küçük ama gayretli bir grup Güney Afrika lehçesi için makale girişi yapıyor. Bu akademi’den bir gönüllü, köylülerin dahi göğe çıkan bir paygamberin öyküsü anlatıldığında ona inanmak için “Bu nerede, hangi kitapta yazıyor?” diye sorduklarını, yazılı anlatımın sözlü geleneksel anlatımdan daha güvenilir bulunduğunu belirtiyor.
Afrika’daki model çalışma, zeki ve fakir çocukları City Campus’e getirmek. Küçük ölçekli dillerin yerel Wikipedia sitelerinde, genellikle işi bir kaç gönüllü götürüyor. Elbette bu onları yalnız bırakan ve zorlayan bir çalışma oluyor. Ancak bir yandan da bu kişilerin sayısı yirmiyi bulunca, bir dostluk ağı da oluşuyor. Bu konularda ortak çalışmalar yürütmek için Afrika üniversiteleri ile temasa geçeceklerini söyledi Jimmy Wales.
WIKIA NEDİR?
Aslında çoğumuzu asıl ilgilendiren başlık buydu. WIKIA, Wikipedia’dan ayrı ticari bir arama sitesi. Ancak bunun Google’a rakip olacağının söylenmesine karşın, Jimmy oldukça farklı bir tablo çizdi.
Öncelikle bir konuyu aradığımızda çoğunluğumuz Google kullanıyoruz. Arama sonuçlarında ilk önce o konunun resmi bir sitesi varsa o, sonra o konuyla ilgili Wikipedia maddeleri ve daha sonra çoğunlukla bloglar, mesaj grupları, forumlar geliyor. Bu genelde Google’un sözlü anlatıcılara verdiği bir destek.
Ancak iş özelleşmiş bir konuyu aramaya geldiğinde bu denli kolay olmuyor bilgiye erişmek. Bize kukla tiyatrosundan “Muppet” kelimesini örnek verdi. Gerek Google, gerek Wikipedia hem yetersiz kalıyor, hem detaya inemiyor. Hem de düzensiz.
Oysa muppetseverler aynı Wikipedia gibi bir merkez oluşturmuşlar. Kendi wikilerini yani. Sadece muppet için 16 bin yorum değil, evet 16 bin makale var. İnanılmaz değil mi? Yani Susam Sokağı, Kermit, Edi falan için 🙂
Lütfen aşağıdaki muppet wiki sitesini inceleyin:
http://muppet.wikia.com/wiki/Muppet_Wiki
Bunun gibi, kişiler Wikipedia’da değil bağımsız Wiki altyapılı sitelerde bilgi merkezleri oluşturuyorlar. Neden bağımsız wiki siteler seçiliyor derseniz, bir yerden sonra hep aynı konuyu Wikipedia’ya girmek zorlaşıyor. Forum sitesi açmak çözüm değil çünkü soru cevaplar var aynı şekilde e-mail gruplarının karmaşası da çözüm getirmiyor elbette bir blog sitesi açıp da 15 bin başlık girip sonra düzen sağlamak imkansız.
Wikipedia’ya benzeyen Wikilerin getirdiği en büyük avantaj üyelerin istedikleri konuyu hemen girebilmesi, her konunun tüm geçmişinin ilk kaydedildiği noktadan, son hale kadar görülüp istenen noktaya taşınabilmesi, o madde hakkında farklı fikirleri olanların tartışabilmesi ve bağlantılarla sürekli büyütülebilen bir altyapı.
Bu şunu gösteriyor: Artık aynı zevki paylaşan insanlar sadece Facebook’ta bir gruba üye olmayacak. Gruba üye olmak çok pasif bir seçim. Oysa o gruba ait bir Wiki açan çok ciddi bir bilgi merkezini de devreye koyacak. Yani bir Rock yıldızından, sadece Akdeniz Mutfağı’na kadar özelleşmiş wikilerden oluşan devasa bilgi yumaklarından oluşan bir web düşünün.
Bu şimdiki Web 2.0 ‘ın networklerinde adacıkların sayısının artması demek.
İşte bu wikilerde bilgi olağanüstü detaylı ve bağlantılı olduğu için bunları tarayacak bir arama motoru var. Evet bildiniz işte o wiki arama motoru WIKIA. Bence çok zekice bir model ve genel konularda yazmak istemeyecek ancak futbol takımının wikisinde ya da sevdiği çiçeğin bakımıyla ilgili insanlarla tanışmak isteyecek, okumak ve yazmak isteyecek çok insan var.
Bu Wikia yeni bir modeli de insanlara gösteriyor. Blog iyi, forum iyi mesaj tahtaları, sosyal networkler iyi. Ama hiçbirinde bilgi bu denli spesifik değil. Bu gelişme Google için tehdit mi? Bunu konu edinen dergilere göre Jimmy Wales Google’un en büyük kabusu. Ama Jimmy “öyle değil” diyor. “Biz Google’la uyum içindeyiz” diyor.
Açıklaması ise çok zekice. Google bir arama motoru firması değil dediğinde hepimiz şaşırdık. Bu onun verdiği ücretsiz hizmet dedi. Google’un para kazandığı ve varlığını asıl sürdürdüğü iş ise reklamcılık. Özellikle hem içerikle, hem arama sayfalarıyla en uygun reklamı birleştirmek. Dolayısıyla yeni bir arama motoru açmak doğrudan rakip olmak anlamına gelmiyor.
(Bu açıklama Google ile ters düşmek istemediğini ve belki de bu arama motorundaki reklamları Google ile organize edecekleri düşüncesi doğurdu ben de ama bu bir tahmin lütfen kesin gözüyle bakmayın)
WIKIA yeni başlamış bir proje Jimmy Wales her şeyi en baştan düşünmediklerini sürece bıraktıklarını söyledi. Mesela arama sonuçlarının oylama ile değerlendirilmesi, sosyal bir network gibi kişilerin kendi sayfalarının ve bağlantılı oldukları insanların olabilmesi, spam yapanlarla, istenmeyen reklamlarla, sahte içerik üretenlerle başa çıkılması gibi.
Bu sosyal bir ortam, birbirimize güvenmeyi seçiyoruz
Sanırım en çok hoşuma giden örnek şuydu. Bir restaurantta yemek yerken özellikle biftek yerken müşterilere bıçak veririz. Bu keskin bıçaklı insanları, başkalarına zarar verecekleri korkusuyla kafeslere kapatmayız. Peki Internet’te neden kişilerin serbest şekilde bilgi gireceğine güvenmeyelim. Gerçek hayatta olduğu gibi suçlular ve onların yaraladıkları olacaktır. Ancak suçlular ortamdan uzaklaştırılıp cezalandırılacak ve yaralılar tedavi edilecektir. Bir sosyal ortam oluşturmanın tek yolu birbirimize güvenmekten geçer.
Bu nefis örnek bence insani değerleri en güzel özetleyen açıklamaydı. Dediğim gibi Jimmy bakış açısıyla çok gelişmiş olgun bir insan.
YURTTAŞ MEDYASI, BASILI MEDYAYA KARŞI / MI?
Gün geçtikçe artan okunma oranlarıyla, bir blogger New York Times köşe yazarlarından birisi kadar etki sahibi olabilir ve okunabilir. (Bu ülkemizde de gerilime yol açıyor ve köşe yazarları yer yer blog yazarlarını tehdit olarak ele alıp saldırıyorlar.)
Jimmy, eğer siz bir spor yazarıysanız ve ünlü futbolcularla röportaj yapıp, özel localardan maçları seyrediyorsanız, bu işi yapmak için üste para vermeyi dahi kabul edecek binlerce insanın işiniz için bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Bunlar arasından çıkacak çok yetenekli yazarlar, elbette köşe yazarlarının pastadaki payını daraltabilirler.
Ancak “Yurttaş Medyası” bir yerde çuvallar. Kimse belediye meclisinin kararlarını dinlemek için her hafta toplantılarına katılıp bunları saatlerce not alıp, sıkıcı fotoğraflar çekmek ve bir de bunları blog yapmak istemez. Ancak bir basın mensubu gerektiğinde yapmak zorundadır. Belki bunu bir sene yapar ve bir keresinde büyük bir olay olur. İşte o gün voleyi vurur. O güne dek gazete onu görevlendirecektir.
Özellikle savaş muhabirliği, hiç bir aklı başında blog yazarının tercih edeceği bir saha değildir. Takdir edilmek ve okunmak uğruna ölüm ihtimalini bu denli yükseltmek çılgınlıktır. Gazeteci mesleki kariyeri, sigortası ve maddi, manevi kazançlarıyla “embed” denilen askeri birliklerle tanklarla muhabirlik yapmayı kabul edebilir. Ama blogger ne sarı basın kartı sahibidir, ne de böyle bir işe girer.
Dolayısıyla Yurttaş Medyası tesadüfler sonucu bir kazayı, bir olayı fotoğraflayıp anlatabilir ama klasik basın halen gerekli olmaya devam edecektir.
“Wikipedia teknolojik bir yenilik değil, sosyal bir yeniliktir / Jimmy Wales”
Özellikle basın etiği ve tarafsızlık blog yazarlığının ruhuna aykırı. Blog yazarı insan olarak duygularını izlenimlerini merkezinden anlattığı için basılı medyadan farklıdır.
Bütün bu anlatılanların Wikipedia ile ilgisi açıktır. Bir yerde profesörlerin yazdığı ansiklopedilerle yurttaşların yazdığı ansiklopedi karşı karşıyadır.
WIKIPEDIA’DA BULUNAN BİLGİ GÜVENİLİR MİDİR?
Geçen gün başbakanın ihtilaflı bir konuda Wikipedia’daki tanımı kullandığını ve bunun gerçekten güvenilir olup olmadığını Jimmy’ye sorduklarında şaşırtıcı bir cevap verdi.
“Wikipedia doktora tezi için referans verilecek, güvenilir bir kaynak değildir, akışkan ve değişkendir. (Şu an bile o tanımı birisi değiştiriyor olabilir)”
İçeriği giren kişinin ismi önemli midir pekiyi? Çoğu zaman okuyucu yazanla ilgilenmiyor. Bilgi işine yarıyorsa, alıp gidiyor. Ama yine de Wikipedia’da her madde için tutulan geçmişte, hangi kullanıcının hangi katkıda bulunduğu görülebiliyor.
İHTİLAFLI MADDELERDE NE YAPILIYOR?
Demokrasi gereği makalenin son hali oylanıyor. Diyelim %60 memnun, %40 rahatsız. Bu %40 çok büyük bir oran. O madde yeniden yazılır ve birbirine zıt fikirleri içerecek şekilde genişletilir ancak her iki görüş açısına da saygılı ve mesafeli şekilde. Mesela İsrail – Filistin meselesi gibi konularda yazmak ve yazılanın tarafsızlığını korumak çok zordur. Herkes kendi penceresinden olayları görür.
WIKIA YENİ BİR TEKEL Mİ OLACAK GOOGLE GİBİ, YOKSA TEKEL Mİ KIRACAK?
Jimmy Wales bu soruya “Tekel kırıcı olduğunu düşünüyorum” şeklinde cevap verdi. Açık kaynak nasıl Microsoft’u zorluyorsa bu da böyle. Aslında her ülkeye özel arama motorları Google için daha gerçekçi rakipler. Özellikle Çin gibi ülkelerde özelleşmiş arama motorları Google için ciddi bir rekabet yaratıyor. Google’dan önce Internet berbattı. Google bizi destekliyor diyerek ekledi.
EĞER WIKIPEDIA SANSÜRE UĞRARSA NE YAPARSINIZ?
Bu yazı yazılırken Youtube‘a girişler ülkemizde yasaktı. WordPress.com‘da içinde bulunan bir kaç sayfa nedeniyle 2 milyon blog sitesi yasaklanmış haldeydi. Kısacası ülkemiz için hiç hoş bir tablo değil bunlar.
Jimmy yasalara saygılı olduklarını ancak ifade özgürlüğünün kendileri için olağanüstü önemli olduğunu, tarafsızlığın ve demokrasinin temelinde ifade özgürlüğüne saygının yattığını anlattı. Yine de Wikipedia kapatılacak bir durum oluşursa ilgili sayfanın sansürlenmesinin daha mantıklı olacağını da ekledi.
Burada Çin’de tamamen sansürlü olduklarını anlatarak bir Google örneği verdi. Google Çin’e girebilmek için, dış dünyadaki demokrasi vs. gibi hoşa gitmeyen şeyleri sansürlemeyi kabul etmişti. Ve ünlü Tianenmen meydanında tankların karşısında duran o gencin footoğrafı yer almıyor Çince Google’da. Tianenmen deyince piknik yapan aileler görünüyor.
Normal Google’da Tiananmen lütfen tıklayınız.
Çindeki Google’da Tiananmen lütfen tıklayınız
Sansür ortada. İşte bu ikiyüzlülüğü ve para kazanma isteğiyle gerçeği örtmeyi kabul etmediklerini anlıyorum ki, cidden böylesi büyük bir pazarı kaybetme pahasına dahi olsa muhteşem bir karar.
Ancak yasal olarak Almanya’da Nazi döneminin övülmesi, sembollerinin kullanılması yasak, bu anlaşılır birşey. Derin bir acı yaşamış ve yaşatmış bir toplum olarak, geçmişlerinin hortlamasından korunmak istiyorlar. Sadece tarih bilinci ve eğitim amacıyla Wikipedia’da yer almasına izin veriyorlar.
Türkiye’de sansür uygulanması, özellikle bir ansiklopedi olarak Wikipedia’nın işleyişinin tamamen anlaşılmaması anlamına gelecektir. Ayrıca hükümeti seçen seçmenlerin de, bu durumdan rahatsız olmasına da yol açacaktır.
İNSANLAR WIKIPEDIA’DA NEDEN ÜCRETSİZ ÇALIŞIYOR?
Gerçekten de bu zorunlu bir iş olsa kimse çalışmazdı. Genelde eğlence varsa, insanlar bundan zevk alıyorlarsa karşılıksız çalışıyorlar, yoksa Wikipedia başarılı olamazdı.
Son olarak Jimmy Wales ile fotoğraf çektirebilmek için oldukça beklediğimizi söyleyebilirim. Gerçekten benim için güzel bir hatıra oldu. 😉
(Not: Ufak bir rica, lütfen konuşmacıların arkasında reklam amaçlı ışıklı pano kullanmayın. Fotoğraf ve video çekimlerinde Moiré etkisi oluşturarak gözü çok yoran bir taban oluşturuyor. Ayrıca ışık ölçümlerinde yüksek ışık değeri veren taban konuşmacının biraz karanlık çıkmasına yol açıyor. Kısacası seminer düzenleyenlerden ricam fonda daha düz ve basılı materyal kullanmaları.
BU YAZIYA BASIN TOPLANTISINDAKİ KONUŞMA VİDEOLARI EKLENECEKTİR. YOUTUBE SANSÜRÜ NEDENİYLE ŞU AN EKLENMEMİŞTİR. DAHA SONRA LÜTFEN TEKRAR BAKINIZ
KAYNAKÇA:
http://en.wikipedia.org/wiki/Jimmy_Wales
http://en.wikipedia.org/wiki/Wikia
http://www.wikia.com/
http://en.wikiquote.org/wiki/Jimmy_Wales
EPOSTA ABONELİĞİ İÇİN
Aşağıdaki formda e-posta adresinizi yazın, gelen e-postaya onay verin.E-posta aboneliği için e-posta adresinizi eklemeniz, aşağıdaki konuları anlayıp izin verdiğiniz anlamına gelir.
Lütfen okuyunuz. Temel olarak, siteden (Güneşin Tam İçinde) ve yazardan (Süleyman Sönmez) e-posta bülten almaya izin vermek anlamını taşır. Bu iznin temeli: okunacak yazılar, izlenecek videolar, dinlenecek podcastlar, fotoğraflar, tanıtılacak ürün, kitap, site, uygulama, yapay zeka, eğitim, gezi, teknoloji, anket gibi içerikler ve kampanyalar olabilir. Bültenin içeriğinde, bülten sponsorunun ürün ve hizmetine ait bilgi, link ve banner yer alabilir. Bülten e-posta sistemi substack isimli dünyaca çok bilinen, güvenilir e-posta sistemi tarafından gönderilir. E-postalar yeni bir e-posta dağıtım sistemine geçmek dışında üçüncü şahıs ve şirketlerle paylaşılmaz. İşleyiş gereği yurtiçi ve yurtdışındaki server sistemlerinden hizmet verilebilir. Spam gönderilmez. İstediğiniz noktada, tek adımla her e-postanın en altındaki "Unsubscribe" seçilerek üyelikten çıkılır ve siz tekrar e-posta abonelik formuyla veya bülten sayfasında üye olana dek yeni e-posta almazsınız. İlginiz için teşekkür ederiz.
Öncelikle fotoğrafım hala gelmedi, çok üzüldüm 🙁
İkincisi ekranın arkasında uyuyan adamların hikayesi yok… Acaba ne anlatacaksın diye merak etmiştim.
En kapsamlısı bu herhalde 🙂 Teşekkürler..
Ömer Enis, fotoğraflarını yolladım 🙂
yavuzselim diğer blog yazarı arkadaşlarımın yazılarındaki bakış açıları da çok eğlenceli ve güzel. Bu kadar çok okunmayı hakettiklerini düşünüyorum. 😉
Cisday sitende yorum olarak yazdım. Ama yine de seminere güzel ve farklı bir bakış açısı olmuş diyerek buraya da ekleyeyim.
Yeni keşfettim, 3 saat oldu, hala çıkamadım buradan bir türlü:) Ellerine sağlık demek istedim .
Son olarak ”Tianenmen meydanında tankların karşısında duran o gencin fotoğrafı yer almıyor Çince Google’da” denmiş ama verdiğin linklerin ikisinde de, ben bu fotoğrafı rahatlıkla görebiliyorum… Sansur delinmiş mi ne 🙂
Ercan, güzel övgülerin için asıl ben teşekkür ederim.
Zaman zaman sansürden kaçan birşeyler olsa da Çin sansür sistemi iyi çalışıyor.
Belki de “canım bakın sansür yok” demek için eklediler. Çünkü bu tankların önündeki gencin fotoğrafı daha önce yoktu. Ayrıca tıklayıp bakarsanız sitenin Çin sitesi olmadığını da göreceksiniz 🙂
Orada bulunamayan bizler için güzel bir yazı olmuş. Çok teşekkürler. Aramalardaki Tianenmen’lerden ingilizce olanı Tiananmen şeklinde yazılmış. Ben Tianenmen olarka değiştirdim. Gerçi sonuç pek değişmedi 🙂
Tekrar teşekkürler.
Hah! O tanklı gencin nasıl olup da Çin aramalarında çıktığını bulmuşuz. 🙂
Harf hatası yapmışım. Hemen düzelltim Uğur. Çok teşekkür ederim. Doğru yazılım Tiananmen. Böyle aratınca Çincede tanklar yok.
Demek ki neymiş, en iyi sansürcü bile yanlış yazılımlara konan içeriği tahmin edemez 🙂 Hehehe bunu Çinlilere öğretmek lazım. İyi bir metot.
Amaç sizlere bir şekilde yararlı olmak zaten Uğur. Ama hata edip tüm videoyu tek seferde çekmişim. Elimde 2 GB’lık bir tek MPEG video dosyası var!
Sıkıştırsan sıkışmıyor, video sitelerine yollanmıyor. Önce kesmek, sonra avi yapıp sıkıştırmak, sonra flv ye çevirmek lazım. Netliği bozulmasın aman görüntü rezil olmadan dosya boyutu azalsın derken bayağı oyalayan bir iş. Her denemem yarım saat sürüyor. Bitince videoları da eklemiş olacağım meraklılar için. 🙂
İşinizin zorluğunu tam olarak biliyorum. Bu yıl öğretmenlik stajımın bir dersini videoya almam ve bölüm başkanımıza teslim etmem gerekiyordu. Videoyu küçültme zamanı ile video zamanı aynı uzunluktaydı 🙂
wipedia müthiş