İstanbul’un 1200 yılındaki hali çok şaşırtıcı. Bir sanatçı bilgisayar aracılığıyla tasvir, tanım ve çizimlerden yola çıkarak ve akademik çevrelere danışarak eski Bizans’ı adım adım oluşturuyor. Özellikle ünlü İstanbul ressamı Allan Sorell’in çalışmalarından yararlanılmış.
Önemli Not: Bu yazıda kullanılan görseller sanatçıdan özel izin alınarak kullanılmıştır. Sitesinden izin alınmadan kullanılması yasal prosedürlere göre suçtur.
Sitenin 1200 yılını seçmesinin sebebi ise şu:
Türklerin 1453 yılında aldığı İstanbul aslında orijinal İstanbul değil. 1200 yılında büyük Haçlı Seferleri ile gelen orduların bazıları Doğu Roma sayılan Bizans’ı yağmalıyor. Daha çok politik bir hareket olan bu olayla bir çok eser yok oluyor ve Avrupa’ya götürülüyor. (Mesela 4 atın çektiği savaş arabası 9. İstanbul Bianel’ine bir kopyası getirilmişti. Şu anda Viyana San Marco’da http://www.byzantium1200.com/boxes.html)
Sanatçı Bizans’ın son halini bizimle paylaşmak istiyor.
Türkiye’deki sayılı Bizans uzmanlarından M. Ihsan Tunay yardımcı oluyor. Özellikle German Archeology Institute’deki Alman tarihçisi Albrecht Berger’den bahsederek projenin yolunu açmış oluyor. 1994’te Alman tarihçiyle buluşmalarından sonra taslakların çıkarılmasıyla işe başlıyorlar ve CAD yazılımlarıyla 3 Boyutlu tasarıma başlıyorlar.
Şahsen su yollarını ve Ayasofya’yı çok beğendim ama böylesine büyük bir Hipodrum olduğuna ancak görünce inandım.
http://www.byzantium1200.com/introduction.html bu sayfada kuş bakışı İstanbul var.
http://www.byzantium1200.com/contents.html burada ise yaptığı tüm eserler var.
Not1: Siteyi incelemem için gönderen mezun öğrencimiz Güneş HAKSEVER’e ayrıca teşekkür ederim. Öğrenen, kültürlü bireyler yetiştirdiğimizin güzel bir delili olarak bilgilerinize sunuyorum. :)
Not2: Site kesinlikle sanatsal amaç dışında bir amaç taşımıyor. Sanatçı özellikle belirtmiş : None of the material on this site can be used for any purpose against any country, nation or minority, especially against TURKEY and Turkish People. ( Bu sitedeki hiçbir materyal, hiçbir ülke, ulus ve azınlık aleyhine, özellikle Türkiye ve Türk Halkı’na karşı kullanılamaz)
Çünkü sitenin adındaki yıl 1453 değil, 1200. Hatırlayalım Haçlılar’ın verdiği zararlar ortaya çıkıyor bu projeyle.
http://www.byzantium1200.com
http://www.hurriyet.com.tr/cuma/5615785.asp?gid=67
https://www.youtube.com/watch?v=hFXiLbnQhgQ
MÜJDE YOUTUBE KANALI VAR SİTENİN ARTIK
BU KANALDA ÜRETİLMİŞ ESERLER FİLM GİBİ İZLENİYOR
https://www.youtube.com/user/Byzantium1200/videos?flow=grid&view=0&sort=p
Merhabalar,
Çok değişik ve güzel bir paylaşım olmuş. Bu kadar teknolojik paylaşım içinde insanı dinlendirirken hayrete düşürüyor gerçekten.
Paylaşımınıza sağlık…
Gerçekten de yazdığıma en çok memnun olduğum makalelerden birisidir. Sırf bu nedenle Sultanahmet civarını gezip o eski eserleri gözümde canlandırmaya çalıştığım bir yaz bile var :)
Desteğiniz ve yüreklendirmeniz için çok teşekkür ediyorum.
Süleyman Bey, geçen gün History Channel’da Eski hipodromu gösteren bir belgesel yayınlandı. Hipodromun altının eskiden Osmanlılar zamanında sarnıç olarak kullanıldığını anlattılar ama belirli bir yerde kaldılar yol devam ediyordu duvar engelledi ondan oralar hakkında da bir makale yazar mısınız?
Merhabalar,
Çok değişik ve güzel bir paylaşım olmuş. Bu kadar teknolojik paylaşım içinde insanı dinlendirirken hayrete düşürüyor gerçekten.
Paylaşımınıza sağlık…
Süleyman Sönmez
Gerçekten de yazdığıma en çok memnun olduğum makalelerden birisidir. Sırf bu nedenle Sultanahmet civarını gezip o eski eserleri gözümde canlandırmaya çalıştığım bir yaz bile var
Desteğiniz ve yüreklendirmeniz için çok teşekkür ediyorum.
Süleyman Bey, geçen gün History Channel’da Eski hipodromu gösteren bir belgesel yayınlandı. Hipodromun altının eskiden Osmanlılar zamanında sarnıç olarak kullanıldığını anlattılar ama belirli bir yerde kaldılar yol devam ediyordu duvar engelledi ondan oralar hakkında da bir makale yazar mısınız?
Efendim,
Önce özgün çalışmanız için teşekkürler.
Gerçekte olay Doğu Roma vs. Batı Roma çelişkisidir. Haçlı adı verilen saldırıları bu yönüyle incelersek hem tarihsel, hem bölgesel, hem de siyasal ilginç sonuçlara ulaşabiliriz diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Armağan Büker